12
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
2979
Okunma

İblis’se idrakini çepeçevre kuşatan
Tesadüf sanır bedbaht; hayat veren, yaşatan
Gören göze ibrettir gölgesine taş atan...
Tozu dumana katan dinlemez gönül, hatır
Ölümü unutana Azrâil hatırlatır!
Ne saati gözetler, ne takvimden gün sayar
Ecel denen o vakit ona mahsus bir ayar
Vade tamam olunca gözler usulca kayar...
Müşahede edene hüzün verir, ağlatır
Ölümü unutana Azrâil hatırlatır!
Nice nankörler gördü vîrâne koca dünya
Kimi, sıksaydı taşı suyu çıkardı güya!
Kimi, bitmez sanırdı heva süsleyen rüya...
Alırken son nefesi sökerek, çatır çatır
Ölümü unutana Azrâil hatırlatır.
Şayet niyet halisse, öğrenmek ise murat
Akleden insan için bir okuldur kâinat
Gaflette ısrar ile münkir etse de inat...
Sayfa sayfa hakikat...Sarsıcı her bir satır
Ölümü unutana Azrâil hatırlatır!
İsteyen dudak büksün, desin "sözün âfâki"
Boşalan kadehleri doldursun yine sâki
Birgün kapı çalınca farkedilir illâ ki
Kim derse herşey baki, mahşer, sırat tevâtür
Ölümü unutana Azrâil hatırlatır!
Farzedin bana ait; vazgeçtim hakkımdan ben
Size hediyem olsun bu devasa gezegen
Unut dese de bazen cilve satan taze ten...
Salâlar sadasıyla kulakları çınlatır
Ölümü unutana Azrâil hatırlatır!
"Zaman" denen aslında ömür eleyen elek
Takdîr-i ilâhi’dir, sürer kıyamete dek
Nice Nemrut’lar vardı; korku bilmez, gözü pek...
Sanırdı ölmeyecek; döküldü patır patır
Ölümü unutana Azrâil hatırlatır!
Gönül penceresinden bakıp bitip solana
Gerçeği "hece"ledim; selam olsun alana
Sözüm, marifet sanıp felekten gün çalana...
Diyemem ki "aldırma, us’u uykuya yatır!"
Ölümü unutana Azrâil hatırlatır!
Mecit AKTÜRK