9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1430
Okunma
sanırım son kez yazıyorum çünkü bu son şiirim :)
herkese sevgiler ve saygılar dilerim..
yavaşça yolunu alıverir ölüm
gecenin ters dönmüş kılında
başlangıç ve yaysız zaman arasında
deltaların aralıklı vuruşlarında
açılan kıyıların tutkulu gerilmeleri
ateş yükselmesiyle ağırlaşmış bilekler
artık geri dönmeme zamanı şimdi
sefaletin altın tehlikesi
yazgının dalgaları trenin peşine düşmediğinde
hemen döner acılarım
apansız öfkeli çıkışlara
eldeki yürek sarmalı
bir geminin yelkenlerinde
küçücük bir delikle dağılan aşkta parçalanan fırtına
sarmaşık ellerini sıyırıyorum ellerimden
omuzumdan acının tanelerini
yarının ötesinden başlangıç işaretini
geri çeviriyorum soluğuma üfleyen hamleyi
mermer tabakaları
karınüstü ısırganlarda kırıklar
ışığın ve gölgem arasında artık bir fark kalmadı
kabuğu altınla açılmış bir düş yolumu kesiyor
zamanın ters akıntısında kaynağını arıyor belleğim
yeni doğan bir ışıltıya asılmış gözbebeği
yüreğinden ve yaşamından daha altlarda
inişten daha güçlü çıkarken
kimsenin göremediği renk
varlığının en derin parçalarında
gerçek denizcilere sürüklenen iskandili bırakırsam
tek bir taş bile yerinden oynamaz
tek bir soluk almaya gelmez ışığı
sabahın sarı surat asmalarını gizleyen far oyunları
kısalmış sokaklarda
mutsuzluğun şarkı söylediği dar sokaklarında esenliğin
ötekilerden önce gidilen meydan
duvarlardan geri dönmüş kayıp yankılar
serüvenin sağır böbrek vuruşları
uzaklarda kapanmış devrelerden anılar
her şey boş
us soluklanıyor
kötü duygularını kustu yürek
beni duygularıma kölelikten kurtaran lamba yuvalarının
tam ortasından geçiyor rüzgar
arzulanmış siluetler kervanının yol aldığı ışıksız çöl
unutuşun siyah karının yağdığı ağır gökyüzü
kibrimin tutunduğu derinliksiz deniz
ve uzak sisli dağlarda yankısı olmayan sesler
geriye çizilmiş yolların içinden
yürüdükçe bilinmez olur tanıdık ülkeler
isimsiz yüzler belgelenen
ve bırakıp giden sözde insanlar
olduğumuzu sandığımız her şey ve olmayan
sizi yaşatan ve hep kuşkulandığımız
güçlerimizin hızlı akımı karşısında
yiten sıcaklık
renksizleşen kan
bu rüzgara direnmek zor
uzaklardan bir rüzgar
çalıların arkasında
yıkık pişmanlıklarla örtülü duvarlar altında
gidip gelmelerle bozulmuş bir çok yankı
birçok yalan, gerçekten daha güçlü ve yaşayan
korkunun tatlı titremeleri
elller koruduğunda gizleri
kırık teller arasından kaçarken
geçimsizliğin keskin ağzından kayalıklar
geceye bir kapı kapandığında
ortaya atacak mırıldanmalardan başkası yok
tek bir anahtar kilidi gürültüsüzce zorlar
belli belirsiz bir itiraf ve gizem bağı arasında
ağlarını geren sessiz sözcükler
bu kara odanın bütün köşelerinde
asla uyumayacak ne senin ne de benim gölgem