19
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1417
Okunma
Sevda
Adı sevda ama sevgiden yoksun
Kalbi taş parçası sevdasız sevda
Aşk tarlası çorak sev suyun aksın
Sevgisi boğulmuş edasız sevda
Palas pandıraslı aşkı tarumar
Ne mesuda bir yar ne derde umar
Aşkı zar parçası bakışı kumar
Çehresi ışıksız sedasız sevda
Sevgiyi aş etmiş şap şupur yutar
Ne çiçeğe konar ne arı tutar
Aşk ocağı yanmaz ne baca tüter
Penceresiz camsız odasız sevda
Gerçek aşk Ferhat’a dağı deldirir
İnsanlığa yeni çağı bildirir
Zalime baş eğmez mazlum güldürür
Şiar’la içiçe cüdasız sevda
Ozan Şiar
1957 yılında Kars’ın Çamurlu köyünde doğdu. Asıl adı Seyfettin Ağdaşan’dır. İlköğretimini Kars’ta, ortaöğrenimi Ağrı’da tamamladı.
Küçük yaşlardan itibaren müzik ve edebiyatla ilgilendi. Yaklaşık 8 yaşlarında bağlama çalmaya ve türkü söylemeye başladı.
1975 yılından sonra Ankara’da müzik ve edebiyat öğrenimi gördü. Bir süre Nida Tüfekçi’den bağlama dersleri alan Şiar Can, 1976 yılından sonra tar çalmaya yöneldi.
1978 yılında öğrenci olarak Almanya’ya gitti. Bir süre sonra dönerek gazetecilik, memurluk gibi çeşitli işler yaptı. 1985 yılında yeniden Almanya’ya giderek orada kaldı. Bu dönemden sonra Avrupa’da çeşitli kültür etkinliklerine katıldı. Şiar Can’ın şiirleri değişik gazete, dergi ve araştırmalarda yayınlandı.
Ursula Reinhard’ın yaptığı araştırmalara da yardımcı olan Şiar Can, bugüne dek Ozan Şahturna ile birlikte ve tek başına birçok albüm hazırladı.
Ozan Şiar’ın şiirlerinin bir bölümü »İnadına Sevdamız«, (2002) adıyla yayınlandı
*
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-453-)(-)(-)(
Bu nasıl bir aşktır bu nasıl sevda
Sesini duyan yok nidasız sevda
Anlarsın diyorlar hele bir sevde
Neş’esiz, ümitsiz edasız sevda
Oysa ne güzel duruyor dil de
Neler anlatılır bülbül de gül de
Daha başlamadan bitti gönülde
Halin bildirmeyen vedasız sevda
Mutluluk yerine hep hüzün geldi
Suskun bakışları sine mi deldi
Sorduğum sorular cevapsız kaldı
Lâl olmuş bir dil sedasız sevda
Geleceği için hayal kurmayan
Bir defacık olsun candan sarmayan
Yarını olmayan, ümit vermeyen
Seveni ağlatan Hüdâ’sız sevda
Ömrünü bitirip kururken fidan
Sevenleri için olurken nadan
Gurbette yılları eritip giden
Vuslatı olmayan cüdasız sevda
Lav gibi yüreği sürekli yakan
Aşkın üzerinde bir çakır diken
Sevenin gözünde yaş olup akan
Hiç dikiş tutmayan vidasız sevda
Saranın yok ise kırıktır dalın
Mecnuna dönersin çöllerdir yolun
Lüzumsuz n’olacak bu senin halin
Hep kendin beğenen gedasız sevda
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
100% (16)