17
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
2409
Okunma

...
sevgilim
özür dilerim
şimdi bunları sana levanten bir barda anlatmak isterdim
bilirsin içki içmem aslında içemem
ama benim fakir sofram kaldırmaz bu muhabbeti
seni de açmaz zaten bilirim
ve sen yüzümün düşüşünden tanırsın bu rezaleti
duygu akıtırım simsiyah rimel gibi
suladıkça gözyaşlarım kirpiklerimi
cebindeki mendilide kirletir
yanağımdan süzülen
çamur izleri
beş para etmeyen sevgime çekilirken s.et
belki kaşımı gözümü görse
aşık olurdu kimbilir Nazım Hikmet
çünkü dilim laf yapmaz
hem bunca cambazın içinde, bana da süslü kelime kalmaz
her neyse
sevgilim
özür dilerim sana sevgilim dediğim için
alışkanlık işte
bir on beş dakika daha idare et
...
belki
yağmasaydı yağmur
erimeyecektik şeker gibi
oysa doluydu bulutlar ve belliydi fırtınanın geleceği
üstü kapalı defalarca söylemiştim
sen dalgındın hep
bense hep olduğum gibi aceleci
belki
seviyor olacaktım hala seni
bir susturucunun tetiği dudağımda teklemeseydi
ve dilime geçmeseydi dişlerim
kekelemeyecekti ağzı kapatılmış sözcüklerim
şimdiden sonra korku kapıda nöbetçi
ben acemi bir oyuncuydum hep
biraz aptal ve kör
sen hedef sektirmeyen usta silahşör
hem belki
uyumuşken pembe bir kanepenin üzerinde
aralayıp tülünü tatlı bir rüyanın
acımasız bir kasap gibi, düşümü gerçeğinden ayırmasaydın
ovuşturmaya bile fırsat bulamadan gözlerimi
bilirsin küçük çocukların az buçuk uyku mahmurluğunu
belki bir huzurevinde yıllar sonra anarken seni
katil damgasını yakana yapıştırmayacaktım
ve belki bir kaç asır sırtlanacaktım vefayı
sırtındaki küfeden şikayet etmeyen yaşlı bir hamal gibi
kalbimdeki varisler sızdırdıkça kan
tampon yapacaktım sadakatimi
hem belki hoşlanmıyordum sefadan
cefası da zat-ı alimeydi
belki delisiydim özlemenin ve bekleyerek ölmenin
ama üryan
ama sübyan, sananeydi
belki ben seni...
neyse zaten
on beş dakika da bitti...
de_soulmate