12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1174
Okunma
Çok yavaşlattınız
etin üzerinden geçiyor zaman
eksik papuçlu kaldırımların arasında çürüttük her kuyuyu
ve bir yanımız tütün oldu dudaklarında
eridik...
duvar duvar üzerine
hep amortiler yakaladık
şans tutmadı bizi
tutunamadık
dalınca nevruz karanlık
ateşler yaktık mektepler önüne
kayık kayık böldük suyu
terini yırtmadan...
tarçın kokuları arasında vururdu güneş saçlarıma
düşerdi her çocuk gözümden
kirpiklerimi parçalayana dek bakardım
kirpiklerim kanayana kadar kanatırdım annemi
sonra hiç birşey olmamış gibi suspus olur kent
usul usul eve yollardı bizi
nefesini tutmayı bilmeyen şiirler
süsledi okul tahtalarını
ayırt etmek zor değildi beni
ayna da titrer görüntüm
kendine bakmayı unutup, utanıp...
hiç tanımadım şu dakikanın kundakçısını
susup
pasaklı ayaklarımı leğende yuvarlamayı tercih ettim
oysa,
şimdi sen olsan
buradan çamur yerine gümüş akar mıydı anne ?
13/10/07