0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
961
Okunma
Dilim de ateş
Öptükçe kanar yüzümde ki çizgiler
Dudağım tek bir buseye muhtaç
Solukların bana neden yasak?
Soğuk rüzgar eser
Ve gece
Bin yıl sürecekmiş gibi
Hüzünlü şarkılarla örter üzerimi
Tenin neden yasak?
Yatağımda sensiz dalarım ayrılık rüyalarına
Senli düşler ekerim her sabaha
Hüzünlü masallar büyütürüm
Öksüz kalmış avuçlarımda
Ellerin bana neden yasak?
Yüreğini dinlemek için eskisi gibi koyabilsem başımı göğsüne
Kucaklasan bir çocuk gibi
Sen huzurlu rüyalara kavuşturan kayığımın kürekçisi
Kolların neden yasak?
Varlığımdan uzaklaşırken
Alev kızılıydı gidişin ateşinde kavruldum
Acımın tanığısın İstanbul
Nişan koydum göz yaşlarımla her sokağına
Yakamozların hüzünlü dansında
Fısıltılarla ördüm isyanımı çığlık çığlığa
Oysa ki sonsuz bir sevdayla vurulmuştum gülüşlerine
Söyle gülüşlerin neden yasak?
Kızıl yangının darmadağın yatağında
Sönmemiş korlar bırakarak ardında
Ayraçlarını unutan bu kitabın
Hangi sayfasındasın
Yitip gitmiş bir ömrün içinde
Yeşerirken tam da yeni bir sevda
Hala adımı niye sayıklarsın?
Çürümüş meyveler mevsimidir şimdi
Küflü ağaçların bahçesinde
Zehirli tohumlar ekilir daha da sevdikçe
Ölüyor toprakta çiçek
Çığlık savrulur aleve
Şiir küser soluk kesilir
Elekten geçer aşkın sabırlı gözyaşları
Çiçeklerin bana neden yasak?
Sana müptela tenimle çarmıhındayım yüzyıllardır bu sevdanın
Dudaklarını kapat
Karanlıkta ki ışığınla sen sustukça ben konuşurum
Lakin devran üşümüş sözcüklerin hastalıklı devridir
Gel
Uzak sevişmelerin tadı eskisin damağında
Pırıltılar gizledim şehrimde sana
Gel aç
Küskün kalbimin mührünü öpüşlerinle
Öpüşlerin bana neden yasak?
Ben ölmüşüm
Karanlık sulara atacaklar
Sonra
Sensiz dualarla kendi masalımda yıkayacaklar bedenimi
Ya beni al kayığına yada bırak ellerimi
Kırılgan bir sevdanın son durağındayım
Zira neşterde kar etmez artık yaralarıma
5.0
100% (2)