4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1145
Okunma
Günlerden aşk, mevsimlerden griydi.
Mağrur bakışlı bir adam
Sevmediğim beresi başında
Kedi görünce kızaran yanakları
Bakar kendine aynada.
Günlerden aşk, mevsimlerden maviydi.
Mağrur bakışlının kucağında bir küp altın
Ne yapacağı bilinmez
Dolanırdı ora bura
Sonun da olan oldu.
Küp düştü işte kuyuya.
Adamımızı almış bir telaş
Mağrur gözlerde yaş
Gitti bir küp altın diye
Ağıt yakmış o güzel sesiyle.
Orman perisi sesini duymuş
İşte yine olan olmuş
Kaldırıp sihirli değneğini
Vurmuş da vurmuş.
Adamın gözleri kamaşmış,
Periden başkasını görmez olmuş
Yatadursun çil altınlar kuyu dibinde
Şaşkın adam ormandan dönmez olmuş.
Günlerden aşk, mevsimlerden kırmızıydı.
Güneş öyle kırmızıymış ki hem de
Işıkları akmış kuyunun dibine
Altınların parıltısı
Vurmuş mağrur bakışlı, güzel sesli adamın yüzüne
Perinin büyüsü silinivermiş kara gözlerinde
Hatırlamış şaşkın adam altınları
Vurmuş dizine “vah vah” diye
Uzunca bir ip bağlamış beline
Ucu da koca bir meşe de
Ya Allah deyip
Atıvermiş kendini cumburlop derine
Altınlar kuzu kuzu beklermiş onu
Çıkarken kuyudan kucağında bir küp altınla mağrur bakışlı, güzel sesli, kara gözlü, şaşkın adam
Günlerden aşk, mevsimlerden aşkmış.
Bu masalda burada bitmezmiş.
10.06.2011
5.0
100% (1)