1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1350
Okunma

’Büyük geniş ovaların, güzel tepelerin, kıvrılarak akan ırmakların vahşi olduğunu düşünmüyorduk biz. Yalnızca beyaz adama göre doğa vahşiydi ve yalnızca ona göre toprak vahşi hayvanlarla vahşi insanlar tarafından istila edilmişti. Bizim için doğa vahşi değildi. Toprak cömertti, etrafımız yüce gizem’in bize verdiği nimetlerle doluydu. Bizim için doğa ancak doğudan kıllı adamlar gelip de, gaddarca bir coşkuyla bize ve sevdiğimiz insanlara onca haksızlığı yaptığında vahşi oldu. Ormandaki bütün hayvanlar onun yayılmasından kaçmaya başladığında işte o zaman bizim için vahşi batı başladı.’
Sioux’ların Oglala kolundan Reis Luther Dinelen Ayı.
O zaman kaç kişinin öldüğünü anlayamamıştım. Şimdi kocamışlığımın şu yüksek tepesinden gerilere baktığımda, yerde birbirleri üzerinde yığılı duran boğazlanmış kadınları ve çocukları hâlâ o genç gözlerimle görebiliyorum. Ve orada, o çamurun içinde bir şeyin daha öldüğünü ve o kar fırtınasına gömüldüğünü görebiliyorum. Evet, bir halkın düşü öldü orada..."
Şef Kara Geyik
"Kaçmaya çalıştık ama yaban sığırı gibi bir bir vurdular bizi. Beyazların içinde de iyi insanlar bulunduğunu biliyorum, ama kadınları ve çocukları da vurduklarına bakılırsa askerler çok kötü insanlar olmalı. Kızılderili askerler beyaz çocuklara asla böyle yapmazlardı."
Gelincik Louise
NEHİRLERARASI İLİŞKİLER
Biz ki geceden daha karanlık ve soğuk
Neyimiz varsa sürdük önünüze
En büyük umut ve en korkunç ölüm yormuş bizi
Yaprakların terkettiği bir orman kadar çıplak
Rüzgarın kanadına tutunan atımız kadar vahşi
Kaderimiz kan ve ateş
Yine de övülmeye değer bu yolculuk
Yine de yüreğimiz hala çelikten kor
Çıplağız karanlığa düşen tohumlar kadar
Beyaz adam ; Ben, şef Dinelen Ayı
Vuruyorum bir tokat gibi yüzüne gaddarlığını
Burada yaşamı ve ölümü gördük.
Selam vermeden önce avucumuza baktılar
bir çıkış aradık el ve ayaklarımız yok
başka yolu yoktu yaşamı ölümden ayırmanın
avuçlarını sıcaklığımıza bırakan bu ülkede
kalan yalnızca ölüm ve pıhtılaşmış kan
toz ve gölgede güneş olarak
kıtlığı ve kıyımı gördük.
Beyaz adam; Ben, Şef Kara Geyik
Vuruyorum bir tokat gibi yüzüne barbarlığını
Burada savaşı ve acıyı gördük...
Oysa gölgelerimize baksalardı onlar
hepimizin aynı olduğunu görürlerdi
Biz, rengimizi nehirlerden çalmış olsak da
asla ıslanmadık iki kere aynı yağmurun altında
geldiler ve önce yağmurlarımızı yağmaladılar
Öyle çok yandık ki
kül olmuş cesetlerimizden ayıramadık hangimiz erkek hangimiz dişiyi
topraklarımız göğe çekilmeyi bekleyen sarı benizli çocuklardı
kımıldayan her şeyi onlar toprak sandılar
Bizim olan toprağı görecek göz değildi kör ordular
Bizim olan rüzgarı duymayacak kadar sağırdı kulaklar
Beyaz adam; Ben, genç gelincik Louise
Vuruyorum bir tokat gibi yüzüne soykırımını
Burada bir ülkenin sonunu gördük....
5.0
100% (2)