3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1315
Okunma
-
yanlışı olmalı yıldızların
gelmedim ki hiç
yoktum oralara - olamazdım da
gecelerin başlangıcına doğan fırtına
tozdan zerrelere bölüyorken yolları
arayandı cesedim ruhumu
varlık kavgasına
şairler kırık kalemleriyle
beyhude çentikler atıyorlardı
taşlı tarlaların kıraç şiirlerine
onların soluk yüzlerini seyrettim
kireç taşı dağlara yaslayarak parmaklarımı
bir bin yıl sanırım
andı belkide
göz bebekleri alevdendi
gölgelerine büyüyen çocukların
duyu tınazları kundaklıyorken
o son köyde karanlık yüzlü haramiler
ardı öğlenin bereket sıcağı bir kapının koluna
koşmak istedim akılsız
uzaklardan sadece
bilirsin
hep eksikti birşeyler
kesikti göbek bağlarda nefes
okudun gizlice
özgür bir atağın soluğu kadar yakın
titrek mumların hüzme sesleri
küldü közlerini avuçladığımız
şamdan izler
anlamların grift vitrinininde
dudak izlerinden kalan gelincik
ıslak kedilerin kentinden koparak
anlara zoraki sığanan
üşüyen mültecilerin buğusu vakit
hiç dizelerdi
tüm sokaklar kaldırım
bir coğrafya kadar geçilemezdi eşik
sende çığlıkların direngen şafaklarına
güneşler içemedin hiç
anladın
sustun
bende zaten yazamadım
karalamalarım
uzak bir dansın savrumuna boğulurken ritm - figür
şiirden haykırıyı
klavyem yine olabildiğine
dağınık
işte hiç
5.0
100% (1)