Sen hangi kelimeye tekâbül edersin şehr-i İstanbul?





Varlığıma ’can’ katan mürekkebin kalınlığında sözcükler
Maviliğinden avuçlarımdan taşan tuzlu suyum(n)
Vuslat sığınağım.
Apansız hicrana göğüs geren kelam.
başı boş cümlelerime anlam katan cancağızım
Bilmediklerimin heybesinde ezberim
Mülteci kuşluklarıma düşen cemre
Suçlu cemalimi hiç’e sayıp azizliğini üstüme yağdıran
Süleymanî dilimin çenebaz harfleri kapının tokmağında
Bensizliğimi ihbar eden Şems.


Saatin akrep ve yelkovanı gökyüzünü gösterirken
Zaman;
Hunharca hançerlenen düşlerimde.
Gözyaşım(n) sirayet etmemiş çoktan bedene
Sen hangi kelimeye tekâbül edersin şehr-i İstanbul?







Tüm lehçelerde kayboluyorum
Seni bir türlü anlatamıyorum şehr-i İstanbul
Bir kelamda sözcüklerde yoğrulup azığım oluyorsun.
Sonsuzluğum(n) kocaman bir hal alıyor,bende ...


gordion
24/04/2012