5
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
2410
Okunma

Dilim her nefese lâl suskusu
Yüreğim çivit mavisi yangın yeri
Suyu dökülürken gökyüzünün
Bedenim kıraç toprak kokusu
Hayata yaşam
Kuytulara sokulmuş sabır çizgisi
Saatin akrebi zaman içerisine kusarken zehrini
Benim derdim yaşamla değil çocuk
Benim derdim senle
Benim derdim çocukluğumla
Ne zaman eğsem başımı öne
Tozlu yolların çamurunda oynanan çelik çomak oyunları gelir aklıma
Ve
Susarım çocuksu bağrışmalara
Dinlerim bir zaman rüzgârın sesini
Anlarım o an ayağımdaki ayakkabının niçin delindiğini
Öfkelenirim bazen kendime
Garezim neydi ki yürüyen ayaklarıma
Her yağmurda su almak zorundamıydı ki içine
Bak çocuk iyi dinle
Beynine zikredilmiş fikirlerin ağılarında zehirlenme
Benim gibi
Delinmesin ayakkabıların su almasın içine
Tozlu kaldırımların eşiğinde oturma
Kalk ayağa kaldır ellerini
Gözlerinin ışığında şehirler inşa et
Işıklar yak sokaklarına
Yıldızlar düşür ayaklarının altına
Birilerinin fikirleri senin olmasın
Zikirlerinde düşme ağlara
Parmaklıklar çekilmesin önüne
Kanatmasın dikenli teller bedenini
Işık yak çocuk ışık yak
Sevdaları tut ellerinle güvercinler uçur gökyüzüne
Doru taylara bin kısraklar sür yeryüzüne
Meşale yak çocuk Samsun’dan Sivas’a
Ağrı’dan Van’a Edirne’den Kars’a
Çanakkale’ye abdestsiz basma çocuk ataların yatıyor orada
Düşün çocuk kendin gibi düşün benim gibi düşünme
Zamana zikredilen zehirlerin pan zehri ol
Temizle bedenini yıkansın dünya
Kendi ülkeni kur çocuk kendi dünyan içerisinde
Kendi ülkeni
Bir fidan dik yeşersin gökyüzüne
5.0
100% (5)