19
Yorum
9
Beğeni
4,9
Puan
2610
Okunma
Ağlıyor
Üç günlük dünyanın derdine düşmüş
Halsiz kalmış duramamış ağlıyor
Saçları dökülmüş bel kamburlaşmış
Sebep nedir soramamış ağlıyor
Hep güvenmiş oğlu ile kızına
Ayak basmış doksanına yüzüne
Gaflet perdesini çekmiş gözüne
Gerçekleri görememiş ağlıyor
Nerde akşam olmuş orada yatmış
Bin türlü çileyi sineye katmış
Gençliğini yoksullukla tüketmiş
Mesken tutup kuramamış ağlıyor
Pervani biter mi bu cevr ü cefa
Bu dünya kimseye eylemez vefa
Çok tabibe gitmiş olmamış şifa
Yara derin saramamış ağlıyor
Aşık Pervani
1931 yılında Yusufeli’nin Okar (şimdiki adı Havuzlu) köyünde doğdu. Asıl adı İsmail Çelik’tir. Aşık İkrari’nin (1844-1904) torunu olan Aşık Pervani aşıklık geleneğini küçük yaşlardan itibaren öğrenmeye başladı.
19 yaşlarında çift sürmeye gittiği tarlada uyuyakalıp rüyasında erenlerin elinden bade içerek aşık olduğu Nazlıhan adlı kızı gördü. Bu olaydan sonra Pervani’nin aşıklığı kısa zamanda köyünde ve yörede duyuldu.
Kenan ilinde olduğunu gördüğü hiçbir zaman kavuşamayacak olduğu Nazlıhan için söylediği şiirler dilden dile yayıldı.
Köyünden Ahmet Usta adlı birinin yaptığı ilk bağlamayla türkü söylemeye başladı. Daha sonra 3 yıl kadar Anadolu’nun çeşitli yerlerinde dolaştı.
1954 yılında askerden döndükten sonra köyünde evlenen Aşık Pervani, önce Sarıkamış’ta, daha sonra Eskişehir’e yerleşip fırıncılık yaptı.
Şiirleri çeşitli gazete, dergi ve araştırmada yer alan Aşık Pervani, Anadolu’yu dolaştığı yıllarda Davut Sulari, Ümmani, Güllühan, Çobanoğlu, Reyhani gibi birçok aşıkla karşılaştı.
Bazı türkülerinden bir kaset hazırlayan Aşık Pervani’nin şiirlerinin bir bölümü Taner Artvinli tarafından »Yusufelili Aşık Pervani, Hayatı-Şiirleri-Karşılaşmaları« (2001) adıyla kitap olarak yayımlandı.
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-421-)(-)(-)(
Bir adam gördüm gözleri yaşlı
Sevdiğini görememiş ağlıyor
Hiç durmadan yumrukluyor döşünü
İkrar bile verememiş ağlıyor
Alnında çizgiler,saçlar ağarmış
Üstüne durmadan çile yağarmış
O sevdiği Dünyalara değermiş
Bir defacık saramamış ağlıyor
Sevgilinin aklı gelince dile
Anında beynini sarıyor çile
Perişanmış onun hayali bile
Bir gün sefa sürememiş ağlıyor
Soruyor kendine durmadan niye
Hala ümit eder sevdadır buya
Bir zamanlar beni sevmişti diye
Yıllar yılı aramamış ağlıyor
Anlatınca alırlarmış alaya
Cevap verip bulaşmıyor belaya
Gurbet elden gözde tüten sılaya
Yeter deyip varamamış ağlıyor
Yoldaşıdır onun seher yelleri
O gibi iniler sazın telleri
Sevda bahçesinde açan gülleri
Koklayıpta derememiş ağlıyor
Lüzumsuza döktü böyle içini
Sevda del’eyledi böyle kaçını
Yatırıp dizine yarin saçını
Elleriyle örememiş ağlıyor
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
94% (16)
4.0
6% (1)