7
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1317
Okunma
İz/düşüm.
İz/imin düşü.
Bulabilir misin beni,
düş izlerimden ?
Öyle çok,
birikti ki içime terin,
bir ihanetin ellerinden dağlanır gibi geçmişim...
Gözenekli ruhundan,
sana dokunmalarım sızıyor,
dünkü karanlıktan kalan...
x eşittir o adam
y eşittir o kadın
x ile y iki bilinmeyen
çekimser fonksiyonlu
böl ruhlarını
kapat parantezlerini
koy bir kareye kalplerini
al sana trigonometrik aşk...
Affetmek, dokunarak,
asla,
bir umudun nasırına basmadan...
Bir çemberden
en fazla
dışına çıkarak
intikam alabilirsin...
Bütün rumuz/lar
toplanmış bir çemberin içinde
ne oynasak ?
Ellerde sözcüklerden mendiller
yağ satarım
Bal satarım
Ustam
Ölmüş
Şiir yazarım...
Yorgun bir kar tanesi
daha ne kadar beyaza boyayabilir ki
bir aşkın kirlenmiş zamanlarını...
Artık buzlukta çaresizce soğutulmuş
teneke kutudaki içeceğin
açacağını çekerken çıkaracağı ses bile umurumda.
o ses ve aniden fışkırma ihtimali olan sıvı umurumda.
böyle lüzumsuz bir detayı içimde taşırken
bu ucube "umurumda" ları daha ne kadar sırtımın
düş haznesinde taşıyabilirim bilmiyorum...
Gereksiz virgüller bazen yaşamı alt üst edebiliyor.
Demlenmek üzere olan bir çayın, sabırsızlıkla deminden alınması gibi...
Kesit/lerde oluşan boşlukları nasıl dolduracağımızı bile bilmeden.
Yani :
Bir "virgüle" "nokta" taklidi yaptırarak...
Zaten sabırsızlıkla/sabırsızca ya da sabır yoksunu duygularla lekelediysen virgülü,
rol model olma şansını çoktan yitirmiştir.
Lakin,
Biliyoruz ki :
Yitirenden çok-
azmettiren/in ruhu soluklaşır hep...
Belki de,
Duygularımızın akortuna baktırmalıyız en kısa zamanda.
Bir tını sorunu var sanki.
Sanki bir nota yanlış basıyor, ezgilerimizin bir yerinde.
Detone tavırlar var.
Evet evet...
İlişki kirliliği yaratıyor bu konçerto!
Bir intiharla birlikte uyanmak,
Geceye küskün bir sabahta...
Bir intiharın teninden artık ne varsa,
unuttuklarımızı aramak,
kayıp ilişkiler sandığında...
Hani o mektup,
defnedilirken ilişki mezarlığına
kara gözlüklü bir kaç cümle geldi anımsıyor musun ?
Bir kaç cümle de attılar hatta, ayrılık toprağına.
Arta kalan ihanetlerden...
Bazen,
bir ilişkinin yollarında yürürken,
farkında bile olmazsınız,
tanıdık bir kalbi ezdiğinizin.
Kendi duygularınızın renginde olduğundan...
Bütün tesadüfler kaçınılmazdır,
yazgının,
ıssız bir sokakta,
köşe bucak saklandığı bir anda...
Bazen...
Ucube birkaç şiirimi kısırlaştırmayı düşünmüyor değilim...
Üremesinler duygumda diye...
Kabul ediyorum,
bazı yazılarımda / yazdıklarımda hormonal dengesizlikler mevcut.
Sanıyorum başlıca nedenleri de,
o anda, salgılarımdaki şuursuzluk,
ya da imgelerdeki kontrol edilemez komplekslerim olabilir...
*
Irz...
Bir cümlenin duygusunun
ırzına geçmek,
cahil özentilerle...
İffetine kalem değdirmek...
Kaç aydan başlar?
Ya da kaç mevsimden?
Oktay Coşar
Not : Düzenleyerek ve birleştirerek yeniden...
5.0
100% (18)