4
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2094
Okunma

Batıʼnın ekmeğine elinle yağ, bal sürme!
Avrupaʼnın köpeği olup komşuna ürme!
Kati değer verirsek kemikle ırka mırka
Bâki parçalanırız, biz kırka fırka fırka
Katiyyen ,,ırkˮ değildir, insanlıkta son marka
Kürdü Türkü atmayın dönen bu keskin çarka
Başını kaldırıp bak Şarktan Şeytanî Garba!
Savaş görüyor musun, yetmiş yıldır aceba?
Bir kan gölüdür Doğu güneş doğdu doğalı
Donuyor kardeşinden kardeş soğdu soğalı
Gür imân ateşinde, ısınırdı buzdan ruhlar
Kırılmaz fanusuydu haram ile mekruhlar
Fanusu taşa çalıp kırdı müʼminin nusu
Kardeşe helâl oldu, kardeşinin namusu
Âkifʼin bülbülünden daha çok figânım var
Gülzârımı çiğniyor, Garb denilen canavar
Mukaddes topraklarda, küffârın ayak izi
Ve müslüman yüzlerde onların dayak izi
,,Kendi elinleˮ düştün çarmıha ve mıhına
Niye bürünmedin ki Allahʼın nûr zırhına
Şühedân çürümüyor, toprak altında neden?
Çünkü Kurân zırhını çıkarmazlar sineden!
Haçlılar sâlibini kafanda parçalıyor
Gökteki minâreni, topla yere çalıyor
Ebu Hanife isyân eder Selahaddinʼle
Toprağa giryân edip kabirlerini dinle!
Ne oldu bize böyle, niçin düştük bu hâle?
,,Tek yürekˮ olup karşı koyamadık işgâle
Hep müslümanın kanı akıyor nere baksam
Gökten başıma damlar, kızıl bulutu sıksam
Mümin namaz kılanı, kurşunluyor mihrâpta
,,Cinâyetˮ cihâd değil son mukaddes kitâpta
Doğu bildim bileli huzurun mahzeniydi
Ülfet üflerdi neye dergâhta aşk neyzeni
Şu namlunu doğrultma, bana elini uzat!
Kardeş gibi alnından öperim seni bizzat
Sevgiyi diriltelim, sırt sırta verip kardeş
Bunun için imzala, ikinci sulh-u Kadeş
Gözleri oymak niye, hakka açmak var iken
Bir gül olup açmalı, kalpteki kinden diken
El âlem hâlimize, bakıp kıs kıs gülüyor
Bizden habersiz bizi ve ülkemi bölüyor
Hâlâ da uyuyorsun, düşmanına sarılıp
Ona dertleniyorsun, kardeşine darılıp
Her gün birbirimizi bağazlasak ne olur?
Söyleyim küffâr bize, dedeyle nene olur!
Gebe kadınlarıyla, Kosavaʼyı hatırla!
Sırbın sırtlanı kesti sabiyi bir satırla
Birçoğu da hamile kaldı Sırpʼtan darnâçar
Düşündükçe bunları hep uykularım kaçar
Ne zordur bilir misin böyle bir şey yaşamak
Düşmanın çocuğunu, taşımak ve okşamak
Yetimhâneye verdi yavrusunu birçoğu
Batıdan ibret alsın terörü seven doğu
Gözlerini kapayıp, hayâl et aynı hâli!
Bu ahvâli başıma gelmez deme ahâli
Karına ve kızına ,,Rusˮ eli dokunmasın
Çocuğun kulağına Dimitriy okunmasın
Eğer ,,devletinˮ yoksa, ferdin ferdâsı olmaz
Bir ferdin de dünyada büyük sadâsı olmaz
Birlik olan milleti kimse edemez gedâ
Bunu bize gösterdi cephedeki şühedâ
Bin nasihatten deme, bir musibet evlâdır!
Ders alan bir millete yüce Allah mevlâdır
Bir mümin bir delikten, iki kez ısırılmaz
Gece denize düşse ,,yılanaˮ da sarılmaz
Soner ÇAĞATAY (19:53) 23 Mart 2012 / Wuppertal / Almanya
Kelimeler:
Gedâ: köle
Ferdâ: yarın
Giryân: ağlamak
Salib: Haç
,,Bir mümin bir delikten, iki kez ısırılmaz’ (Peygamberin bir hadisi)
Not: Burada ,,Rus’ vurgulanmıştır; çünkü onların doğu bölgesininin üzerinden Akdenize inme amaçları vardır.
Not: Dinleyen ve okuyan herkese teşekkür ederim. Bu şiirler (10 bölüm) şühedama ithaftır.
KADEŞ ANTLAŞMASI
Kadeş Antlaşması, MÖ 13. yüzyılın başında, bazı kaynaklara göre MÖ 1285[1] bazı kaynaklara göre ise MÖ 1296[2] yılında yapılan Kadeş Savaşı sonunda Mısır Firavunu II. Ramses ile Hitit Kralı III. Hattuşili arasında imzalanmış barış antlaşmasıdır.[3] Suriye topraklarının paylaşılması ile neticelenmiştir.[1] Yakın Doğu’da imzalanmış ilk antlaşma olma niteliğini taşır. Şu güne kadar kaydedilmiş-bulunmuş en eski uluslararası antlaşma[4] olmasına karşın daha eski antlaşmaların varlığı kanıtlanmıştır. Orjinal olarak Akad dilinde yazılmış Mısır ve Hititçe’ye de kopyalanmış[4]eşit koşullar altında[3] imzalanmış olan antlaşmanın kil tabletten kopyası Hitit İmparatorluğu’nun başkenti olan Hattuşa (Boğazköy) antik kentinde yapılan kazılar sonucu 1906 yılında bulunmuştur.[3]
5.0
100% (8)