19
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
2639
Okunma

müstehzi bir tebessüme kondurdum son eyvallahı
duyamazdın nasılsa çapraz bağlarımın gıcırtılarını
öyle ya, tokluktan sayılsa da
yokluktandır bazı bon/körlükler
kimileri suya atar, kimi martılara safralarını
aklım sıfırlandı işte susam halka
bir lahza bir ömür oluyor bu durumlarda
yerine bağlı gemilerde yolculuk misali
her şey dururken mıh gibi içinde
sen g i d i y o r m u ş s u n gibi sadece!
düş müydün yoksa düşürmüş müydüm
tam bilemiyorum
’’gitmek tüm kalanları yanında götürmekmiş’’
ne berbat bir e z g i bu
içimdeki bu çekinceli tereddüt ezilmekten bence
ya sen neye yoruyorsun!
ölürsem içimde ukdedir ama
seni anlamakla çözmek arasındaki düğümün esareti
ya çok sevdin beni
deşifresi gururunu ezerdi
ya nefretinden çok üzdüm seni
kırâat vurgunu ve yüksek perde sevmiştik belki de
fendimizi boğar derece bir perhizle
ve kendi lekelerimize bakmadan
birbirimizin kehânetini temizledik
gel buna da kimyanın kuantumu diyelim mi
ayrık harflerden düşerken ihmaller bir bir
bilemedik
ki; her ihtimalin kesiştiği yer b i z dik!..
anlam kaybı, asılsız yaftalar, irade dışı kıskançlıklar
zihinden sıyrılıp aşk ininde uyuklamalar
hepsi birer semboldü aslında
nasıl hatırlanır değil, nasıl unutulurdu
o boş koyduğumuz bilmece!
o baş koyduğumuz masal!..
yağmur damlaları bile birbirini tanımazken
sevda ateşi olmasa, kaçıp kurtarmaz mıydı kendini
kaypak umudun o hiç tükenmeyen alevi!
her gidişi tesadüflere basan, o dönüş adresi
bir küs bir dargın bir lakayt, bir laçka
hangi melek bilirdi, bunca günâhın yerini
kendini kaybetmeyi nasıl açıklarsın, aşktan başka!..
demode unsurların bilinçaltı yaptırımı
alışkanlık dumuru ya da
ayrılıklar çekici ya şimdilerde
hani güz dönümü daha moda!
hatırlasana
kuşandığımız hatırnaz buselerin foyasıyla
kaç mahali yakmıştık kıyasıya
ve bilirdik ellerimizin karasından
izsiz noktalar gibi
aydınlık kirlenirdi en çok karanlıktan!..*
ve niye hiç hatırlamadık
sev diyen de olmamıştı git diyen de
hatırına sevmek bu kadar uzun olur muydu acaba
iki koca göz uğruna, sekiz koca yıl mesela!
susuzluktan sanılır karanfilin boyun eğişi
suskunluktan büyük kuraklık varmış gibi!
al kendinden şimdi beni
al götür tüm öykünür/n kalanlarını da
kalsın filan deme
vakîdir eşyanın tabiatıyla
’ateşle barut durmaz yan yana’
unutma
yolları korumak içindir bariyerler!
hem vardığın tüm mahâllerde
hep yarım kalan bâkiyeler rüyâlanır ya!
ToprağınSesi
( Değerli kardeşim Funda SAĞLAM’a şiirime kattığı nefes ve verdiği emek adına teşekkürler bir kere daha)
.
5.0
100% (29)