0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1161
Okunma

Hep izlerim gözlerimi kamaştıran güzelliğini
Ama çoğu zaman kaçıngan bakışlarla
Yansımanı izlerim karanlık maviliklerde, diplerde
Ulaşılmazsın bilirim...
Tutamam ışığını, yutamam da...
Hep bilirim ne zaman çıkacağını ama
Ben istediğimde çıkmazsın, vakitsiz görünmezsin...
Bazen bir bulutun arkasından seni beklediğimi görsen de
Görünmezsin... Maske yaparsın onları...
Fırtınalarında kumlarının altına gizlenmiş geçmişine bir maske...
Kimi zaman yosun tutmuş sevdaları aydınlatırsın
Kimi zaman da rakı balık masasında bir tablo olursun
Bazen güneşten ödünç aldığın kızıllığı gösterirsin aşıklara,
hediye niyetine...
Bazen de kasvetini yansıtırsın melankolik yüreklere
hırçınca ve acımadan
Ama o gel-gitlerin yok mu?
Bir meydan okursun dünyaya, bir kaçarsın hayattan
Kumsala vuran deniz yıldızı olurum işte o an
Hasretle bir gel’i daha bekleyen, maviliklere ulaşma umudunda
Kurumaya yüz tutmuş sarı yeşil bir deniz yıldızı
Tam da kaderime razı gelmişken, çıkarsın bulutların ardından
Ve bir sonraki git’e kadar yine beklerim her karanlıkta sabırla
Ben senin ışığına hasret sen bile haberdar olmazsın sevdamdan,
Ben güneşe meydan okuyan kızıl akşamlarda seni beklerken
Yüzüme vuran yansımalara aldırmadan
Ve umursamadan maviye gömülen kırmızıyı
Ben gitmelerinden korkan ama bir türlü gidemeyen kendinden
Ben imkansızlıklara inat yel değirmenlerine karşı Don Kişott
Ben yolun ortasında, hayatın kalan yarısını nafile bekleyen bir Dante
Ben ulaşılmaza yelken açmış ve Poseidon’la savaşan Odessa
Sen dingin sularda yansımasını izleyen Narcissus...
Dipsiz kuytuluklarda seni arayan Echo’dan habersiz...
5.0
100% (2)