sağınak yağmur yağıyordu görgüsüzcesine
tepemden tırnağıma
pişmanlık otağında karardı
gitti et ile tırnak

döküyor sicim gibi
yanlızlık yanlızlığım
zaten ölüm
haberini vardiya Dr. !

o günden beri çırpınıyor
sert dalgalar
taşa başın vura vura
çılgınca
kıyı şerit su içinde
yan yol ise ?
diz boyu

uçuşuyor kızıl yaprak
rüzgarlara kapılıp
bulutlarsa ala-bora ,paramparça
küs mü küs ?
süt mavili şimşeklerdir
utanmasa tepemize çakacak

savurur mu yörüngeler
memleketin bir ucra
köşesine ?

yok ki evim varıp gidem eylenem
Havaar desem !
İmdaat desem !
Hilfee desem !
tutan yok !
ellerimden

yarım mı var..?
üryan girem koynuna ?
vatan mı var ?
öldüğümde gömüleyim
toprağının altına ?

yağ ulan yaaaaaaağ.!
bunak yağmur
İp zaten inceldikce incelmiş
kopacak’sa kopacak
ardım sıra kalan mı var ?
saçlarını yolacak ?

Kadir Haktan TÜRKELİ