2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1069
Okunma

Önce bir mayıs akşamında
gideni bulmak adına
daldın dipsiz karanlığın mekânına...
Ve sonra adını söylemeye cesaret edemediğin o isimden
aşka sarılmış sözcükler fısıldandı kulağına
ve
bir haziran sabahıydı.
Yalvarıp yakardım ...
Gitme Züleyha dedim;
adımların uçuruma gidiyor dedim
d i n l e t e m e d i m ...
Aşk kör bir ressam
istediğin resmi çizemez dedim,
yara alırsın sen aldırma yazılan şiirlere dedim,
d i n l e t e m e d i m ...
Hepsi heves dedim,
geçer dedim,
din-le-te-me-dim ...
Şimdi sesini gizleyen
yüzünü gizleyen
halâ hamsın biraz daha yan diyen
bir sevgilinin kimliği içindeki.
Sonra bir temmuz akşamıydı.
Tamam bitsin dedim
artık içini yollara dökme
sevgini isteyen şimdi ağlatıyor seni dedim
d i n l e t e m e d i m ...
Sen yine gittin!
Dönmek nedir bilmedin!
Sızılara yükledin gülümseyişleri
oysa umuda yaslanmış bir yürektin
oysa sen bir başınalığın temsiliydin!
Şimdi iki kişilik yalnız bir sestesin!
Zifiri bir sevda bu!
Haybeden bir düş!
Bu yüzden yüreği yamalı gecelere gizlisin
hangi bütünü seçsen
yaması geliyor eline
ve şimdi dinlemediğin kimliğin ismindesin...
Gizlerin vuruluyor tan yerine savaş açmış zamanların eliyle
onca anıyı nereye sığdıracaksın şimdi
varıyorsa dilin susma Züleyha söyle .!
Söyle kaçıncı matemden kalma renklerin
hangi determinist sözcükleri söylüyor dilin ?
Git Züleyha.!
Git bir daha...!
(Ne beni dinledin ne ağzını açıp tek söz söyledin!)
5.0
100% (2)