0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1260
Okunma
Ne fenalardayım
bir bulut uçar yağmur sancısıyla
bir ateş yanar usul usul
elini açar ateş
üşür bulut
arasına sızar kement
senelere yalvarır dün
bir el çeker bir tas suyu
düğüm düğüm boğazında
düğümlenen su üşür
bulut güneşe yakın
güneş titremelerde
hava sert kan eser ruzgar
düş düşünceye teslim
yağmur kelepçeye kaçmış
dün yarınla dost
ne muhabbet ne muhabbet
şimdi dünde
şimdi yarında
şimdi kendine cellat
cellat kayıp sehpasını arar
şahdamar ipi zorlar
dün yarın
eksik fazla
az çok
keyifle izlenenlere dönüşmüş şimdinin isa’laşmış halleri
ortası daralmış çemberin
sorulmasın son isteği
hadi ne durursunuz
onu an’ı asın
kurtulsun dün yarın
bir ölü doğar an’da
bir ölü ölür dünde yarında
sen gene uzağa küfür et
hep et
çiftleştir dününle yarınını piç gecelerde
şimdiye inat
ve yaşayan ölüler rahat
korkacak ne kaldıki
astımya kendimi işte
astımya...
Mehmet Selim Bataroğlu