3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1138
Okunma

Zamanın ardına açılan kapılarda
Sonsuzluğa kulaç atıyoruz
Şehvetli sevişmelerin iniltilerinde
Yalnızlığımıza susuyoruz
Susuyoruz ey sevgili
İmkânsız aşkın ağrılı sancılarına susuyoruz
Kahırlı gecelerin mundar anlarına
Yaşamın suskularını
Gözleri yaşlı sokuyoruz
Irak mevsimlerin
Düş ülkelerinin varılmaz yolarına
Şuursuzca yürüyoruz
Aşka sancılı
Kanamalı, yorgun düşüyor ayaklarımız
Asi yangınımız alevlendikçe sinemizde
Geçmişimize
İsyan eden tırnaklarımızla
Bedenimizi
Üzerimize soysuzca uzanan
Ellerin ortasına
Kanatıyoruz
Oysa sevgili
Hayatın acılar sofrasında katıksız olduğunu
İnan ki
Duygularımızın soysuzluğunda unutuyoruz
Ve
Hasretlerimizin karanlık kuytu köşelerine
Usulca sokuluyoruz
Gururumuz karanlık gecelerimizde
Benliğimizi sarmalıyor
Yoğun düşüncelerimiz düşlerimizin arasında
Uzatsa da birbirimize ellerimizi
Asla
Yaşamın sunaklarına tutunamıyoruz
Tutunamıyoruz ey sevgili
Kahrolası gururumuzu çiğneyip de
Birbirimize tutunamıyoruz
Bilesin ki bazen anlatmak zordur aşkı
Lakin
Her yüreği titreyen bilir ne anlama geldiğini
Varılmaz yollara yürümek gibidir
Ulaşılmaz yarlarda açan nazlı bir çiçek
Ya da
Uçsuz bucaksız çölde vaha aramak
Veya
Susuz bedevinin serap görmesi gibidir aşk
Asırlara meydan okumuş ağaçların
Toprağa kök salması gibi
Üzerine gelen dağlara direnmesi gibidir aşk
Zemheride kar yağar üzerine çıplak kalır üşür
Fakat her cemrede dirilir toprakla bütünleşir
Çiçek açar dallanır budaklanır
Kuşlar kanat çırpar üzerinde
Zamanın tortularında yüz yıllara direnir ağaç
Toprakla sevdalıdır
Ey sevgili
Aşk imkânsıza ulaşmak
Ve
Hayatın acı sofralarında katıksız
Yaşayabilmektir
5.0
100% (3)