8
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1592
Okunma

ne zaman
eylül derinliğinde haykırsa yetişkin çığlıklar
kırmızı sarıya devreder nöbetini
ki_ sabah vaktidir zaman
acımasız sallantılarla
burulur içim
bir boğuk güneş doğar tepeden
en ince sızıntıyla dolanır ruhumdaki kısık göçler
bazen kamçılar nefesimi
aklıma çağırdığım düşlerim
bazen de bilemez
hangi mevsimdir senin kadar bana yar
sonra
göçümü kıran
imtiyazsız güneşi kırpar sorgular
alnıma düşerken ipini boğazlayan gün
ben
hüznümün uzayan saçlarına inat
kısaltırım tüm geçmişi
artık koyu bir karanlıktır
tenhaya çekilen
öyle ki
hasretin mevsim kanatları yeni bir ten giyinir üstüne
tekrar seslenir
azledin beni
....
5.0
100% (9)