1
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1593
Okunma
sana belki sonra belki çok ve her günden biraz daha az
aşk mektubu gibi, mısralarındaki kayıp ölüler gibi susuz dantenin
manevi gülüşleri barındırır gibi, su serpip çölden deniz bekler gibi
gökyüzünden bir uçurtma gibi
yayılıyorsun akşamlarıma
biraz ölüyorum
diriltiyorlar
yıkıyorlar
tekrar ve tekrar
yalnızlığa asıyorlar
kurutmak için sırf! acı kurur sanıyorlar kabuk bağlamayla
hayır ben
doğmak için ölüyorum bir perdenin çekildiği vakit
sokaklara taşlıyorlar
taşıyor o sayfalar
ıslanıyorum
sen görüyorsun
perdelerin çekildiği vakit
içinde çocuklar geçiriyorsun
kırmızı geçiriyorsun maviden koparıp gündüzü
hissediyorum
öyle güzel oluyorsun
öpüyorum
öpmek caddeleri boyuyor
öpüyorum
bir yalnızlık gibi
ürküyorsun
sevmek ölüm gibi
su gibi
ekmek gibi
ekransız bir yeryüzünden bana
sana ve sonra anlayacak kadar
ayet indiriyorsun yüreğime
ölümden de hüzünlü aşk doğuruyorsun
-sancısını çekiyor acılar yüreğimden iplil iplik
örüyorsun saçların ve
görkem
büyüyor
büyüyor
kemirilen bir ruh oluyorum
öpüyorsun beyazımdan...
iğnesiz
dantelli
benzersiz
ve yeniden...
gözlerinden öpülmüş
soyutsuz çıkarıyorsun yıldızlarımı
Merve Taşçı / 17:16