Nasıl bir dem eylesek, ceylan bakışlı güzel?
Menziline yol vursam, gönül bağına varsam;
Buluşsak tenhalarda dilinden aksa gazel,
Zarif nükteni duysam, ince belini sarsam.

Söğüt dalından narin selvi gibi bedenin,
Koyu buğday renginde çikolatadan tenin,
Gözüne uyku girmez seni sevda edenin,
Gel de küsme, darılma seni gönlüme korsam.

İnce mini kazağın boynu oyalı yazma,
Yüzünü de süslemiş burnunda altın hızma,
Gözler yalan söylemez, hiç numaradan kızma,
O gizli bakışları başka nereye yorsam?

Dar çorabın altında dizine kadar çizme,
Dizinden yukarısı anadan doğma süzme,
Çizdiğin güzel resme bakışlarımdan bezme,
Ne cevap vereceksin ettiklerini sorsam.

Gizli bakışlarınla nazlı, cilveli huyun,
Kaplıca gibi sarar, eritir sıcak suyun,
Esir eyledi büyün, düştüğüm derin kuyun,
Bu sırrın hesabını ben sana nasıl sorsam?

Şimşeklerin bırakmaz, kapıları aralar,
Döner çatık kaşların yazdığını karalar,
Değdikçe o huzmeler sol yanımı yaralar,
Ne etsem de kalbine aşkımdan kilit vursam?

Bu işveye, bu naza, ne desem böyle kıza?
Bir yandan sinyal verir, bir yandan basar gaza,
Arada tebessümle, bazen de kıza kıza,
Numaralar yaparsan sabredip nasıl dursam?

Koysam seni elime hamur gibi yoğursam,
Çıkıp kaçsan elimden, var sesimle çağırsam,
Sesim çıktığı kadar sevdam diye bağırsam,
Yakalasam ezsem de kavurup çeşni kursam.