17
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
2468
Okunma


/ Omuzlarımdan inme Leyla, yağmuru getiren adamım ben /
Gözyaşlarının huzur veren bir tarafı vardı
Ağlatarak himayene aldığın vakitler
Giderken düşürdüğün gözbebeklerini topladım bu gece
Sen yoktun Leyla
İki bin on bir eylülüyle küsüz
Sen hala iki bin yedi eylülünde bekle beni
Solgun benizli kokumdan tanırsın artık
Çünkü burada bütün insanların gözleri kısıktır
Keşke bir işaret koysaydın sararmış yaprakların üstüne
Veyahut, bir parmak kan sürseydin o eylüle
Oynaşmasın diye
Elimin bütün ıslaklığıyla dokundum gözlerime
Yalancı baharların yağmurlarına küsüp ağladım mı bilmiyorum
En sevdiğim kuş kanatsızdı çünkü
Bir masal ülkesinde yeşil sandukalı ölümler bıraktım dağlara
Soylu kavgaların akabinde
Leyla ihanetle süzme beni
Sıkılgan topraklarda nasırlaştı yüreğim
Senin unuttuğun dağlardan yankılanır şiirlerim
Şair öldüren gülümsemelerinden irkilirim
Şüphesiz hala siyahtır saçların
Kahveye çalan rengi vardı bakışlarının
Hala öyle mi ?
Beni vur ! Allah aşkına ayrılıkla sınama Leyla
Çocuk yanımdan utanırım, yüzüm kızarır
Çoğu kez senin adını fısıldadım rüzgara
Kendi adını unutmuş çocuklar gibi
Oysa ben turnanın kanadında bir tüy bile değildim
Kırdığım yüreğimdi
Kanatsız kuşların teleğinden kan damlıyordu
Hiçbir kadına bakamıyorum Leyla, hepsi senin gibi yürüyor
Senin gibi gülüyor herkes işte
Gönlüme sapladığım her bıçak darbesinde
Maalesef birkaç tane Leyla ölüyor
Erişmeden gecenin ikisine
Kül tablasına kırmızı rujlu izmaritler biriktiriyorum
Gece, ihanetin üstünü örtmüyor Leyla
Biz, hiç kimseyiz aslında
Donuk suratlara istiflenmiş kahrolası bir sevdanın son durağındayız sadece...
---- aras ----------------
5.0
100% (35)