5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
899
Okunma
Hayaller hiç tüketmez ümitlerini.Birgün der yürek;birgün orada beni anlayan birileri mutlaka olacak...
Küçük bir kız,ilk aşkı babası ikinci aşkı kendini tek mutlu hissetiği yer sahne
amatör,tecrübesiz,ürkek ama mutlu.Belki yaşadığı hayatı sevemediğinden belki hayatı tiyotroda yaşadığından bilinmez tek amacı tüm zamanının tümünü orada geçirebilmek yani sahne tozunda içindeki çocukla mesut bahtiyar yaşayabilmek,oynamak.Ruhuna giydiği karakterleri yaşamak...
Zaman; büyüyen beden,büyüyen hayatlar,büyüyen beklentiler...
Hayalin en güzel yerinde mutluluğa vurulan kocaman bir tokat.
-Tiyatro ne imiş mesleğini eline al,sonra istediğini yap.Ben kendime senin yüzünden palyaço annesi dedittirmem.
-Ama mutluyum ben...
-Bitti dedim o kadar.
Kaçak çıkılan sahne,yatakta gizli ezberlenen tiratlar ve son...
Elimde mesleğim,param ve geçen zaman.İçimde büyüyemeyen tiyatrocu çocuk ve mutsuzluk sizce para için değer mi? Düşlerini arka koltukta ağlayarak izlemeye...
Ve oyun başlar...
sesizliğin sardığı boşluk
adımların uzaktan gelen telaşlı sesi
aradan meraklı bakışların sızdığı
bir perde
alabildiğine kırmızı
sönen ışıklar
ve
ışıkların en uzağında bir kadın,
yalnız...
gözlerinde sicim sicim yaşlar.
Düşlerin en koyu renginde büyür gerçekler
perde açılır
olmak istediği yede ağlayan başka bir yüz
hayallerin
tükendiği yerde bir kadın
elleri soğuk
sahneden gelen hıçkırıklara karışan bir ses
sahnedeki yüz hayali için ağlar
ışıklara uzak olan beden
ağlayan o yüz olmak için...
ve oyun başlar
bir müzik yükselir arka fondan
bir şiir
bin kahır
sönen ışıkların altında bir kadın
bakışları gerçeklere esir
hayatı düşlerine sağır.