13
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1493
Okunma

şimdi buralar öyle kokmuyor be can
ve ben birinci elden soluyorum rüzgârı
hanımeli genzime kaçan leblebi tozları
tesellisi bir paket deniz havası
hâlâ mavi
avuçladığım bir apaz suyla kaynak damarından
yıkıyorum şeker kuyruğunda tuzlanan ellerimi
bildin mi..
ekmek kızarttığımız sobanın dumanında
zehirlenmişti şiir perileri
ölmemişler buldular beni
delik cebimden düşen düşleri
topluyorlar yarım litre gözyaşıyla
yanan lüksün ışığında şimdi
dediler niyetçi bakkal satmış çektiğim
hediyeleri kargalara
mavi kâğıt beş liraya
ah o kargalar çaldılardı da silgilerimi
tükürüğümle silmiştim ödevlerimi
diyesim var ki; sana yağı kokan gün esintileri
tütüyor burnuma
ondandır belki anmam o günleri
nerden gelir belli olmaz kurşunlar altında
namluya esir düşen umutlar yat kalk yapıyor
şimdi hepsi antrenmanda
tellalı felaketin dağların ardında kayısı ağaçları
bıraktım korkudan kargalara bir bidon gazyağını
dinmez be can anlatmakla bunlar
yine de kokmuyor öyle buralar
nöbetleşe açıyor yapraklarını artık güller
beğenmiyor anamın ikinci sınıf ekmeğini
kimseler
ama hâlâ kıpkırmızı düşüyor sesi
kanunun babamın ellerinden
unutturmuyor ne laf kalabalığı ne suyun ninnisi
cehaletin yavaş yavaş geliyor gecelerden
kokulu gölgesi
diyeceksin ki derdin ne
bir bilsem can ki ne
lavlar püskürüyor mıhlanan tepelerden
müebbetle yerin dibine
riyakar olmayan zamanlar
bunları yazdırıyor belki de
her ne kadar gaz yağı ışığında
yapmasam da ödevlerimi
hâlâ karanlıkta yazıyorum şiirleri
bu arada
buldum kargaları aldım silgilerimi
Blackless