10
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1460
Okunma
Göç zamanı erişti; sarardı yeşil otlar.
Gayrı hazan vaktidir; gördüm mor çiğdemleri
Obada bir telaş var; yüklendi yağız atlar.
Neden garip dururlar; sordum mor çiğdemleri.
Yine ayrılacağım; dertliyim, telaşım var.
Onulmaz derde kalmış bir sevdalı başım var.
Ne senden özge yarim, ne de arkadaşım var.
Geçeceğin yollara serdim mor çiğdemleri.
Şarba sarmış başına; al fistanına bakın.
Mecnun oldum yolunda; çok görme bana sakın.
Aklımdan çıkmıyorsun, içime sindi kokun.
Gönlüne girmek için derdim mor çiğdemleri.
Böylesine sevdayı kul Çepni nasıl taşır?
Gül yüzünü görünce ayakları dolaşır.
Taksan sarı saçına, görsen nasıl yaraşır.
Kınalı ellerine verdim mor çiğdemleri.