12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2450
Okunma
Gözlerin konuşur eksildikçe saatler
İncisi kopan bir midye ağıt yakar
hiç söylemediğin vedalarda
ıssızlığa boyanır ayrılık
elleri kalır bakışları kalır kapı eşiğine…
erkene kurulu gidişdi renk kaçkını
adımların silinir pencereden
sırlanmış aynada hüzün
hangi oyunu oynar sevda ebesi
gözlerim bağlı bulamam seni hiçbir yerde
kaça kadar saymalı saatleri…
terk edilmiş kayık mecrası bu liman
tanıdık gelir çarpan dalgalar
kaç medcezirdir dönenen aşk
şiirin ağrısı ağır aksak sızı
kış kılıklı caddeler solgun sokak lambaları
yıldızlar ekim uykusu rüyaya dalan
sonbahar şarkısıdır dilimde ıslanan sözün notası…
ellerim yağlıboya bulaşığı
özlemin resmine renk karıştıran
tuval sensizlik boyuyor
sarı artığı gazele…
kaç satır azaltır içindeki azlığı
kaç söz yazsam alır ömrünün yasını
şövalye, kalem, boyalar
en sevdiği rengi avuçluyor…
Yüreğinin rengiydi boyadığım yüzüm, kaç tuval eskitir bu aşk, bırak ellerim sana boyalı kalsın…
Rengimi ağlatma…