7
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1341
Okunma

bir yaşam vardı önümde
bildiğince doldur boşluklu
ve üç vakitlik
bir orkide vardı saksımda
dayanılmaz bir ukde aklımda
ve her şeyin de bir bedeli
kademeli tüneyen kümesliler gibi
tüm tüylerim hazırola geçerdi
içimde adın okundukça
senin değerini anlardım her defasında
sensiz ellerim cebimdeki paralara dokundukça
içimde güzergâhı şaşkın transit bir akımdın
biçerdöver gibi değdiği yeri traşlayan
dört yapraklı yonca
sekiz sütuna manşet akordeon uykularda açan
kimse anlamazdı acıyı
kimse bilmezdi kırmızının sardığı şaşı sancıyı
sadece sahile yakın ıssız rüzgârlar bilirdi
bir de kumdan kalelelere resmini çizdiren güneş
ve yarımağız bir canım vardı
ne kaldı şimdi
hayatına nefes bekleyen mor bir uçurtma hevesi!
ama kızmıyorum
daha yürümeyi öğrenmeden
sana uçmayı öğretmek
en büyük hataydı belki!
bazen para etmez bir mücevher olurdun
yüzümün ütüsü bozulduğunda
bazen kerameti yalancı bir sanık
yırtınırdı içimde münazaralar
söverdim o vakit tüm kalabalıklarımla mutabık
kalıcı körlük gibi
bir milat vardı gözlerimde
tersinden okunur bir kitap
bir bakardın şetteli bir dua değerdi alnına
bir bakardın gömülür ak bir duvağa...
ikimizde vardık aslında en başından bu aşkta
ben hep seni aramakla meşgüldüm
ve hiç doyamadım sana
ve ne zaman yetiştim
artık çok geç vurdu zaman, ve ölmüştün açlıktan!
terkisi ipotekli bir masaldı bu
ve okumayı bıraktığımızda
sonu başını tanımaz bir haldeydi
eridi, feremon bastıkça tuzlayı, feryat
ama her şeye rağmen değerdi yine de
seni benim edemeyen emeğe bile!
işte çağırdım durdum
vaktini bekleyen tohum gibi
bahar, bahar, bahar...
içimde depreşen tüm metaneti çatlak sesleri boğdum
bir yanılgı vardı bu yangın üzerinde
ama çözemiyordum
ve yalandı tarihin tekerrürü
bir kerelikti truva kehâneti!
ve ben boş yere zan tüketiyordum!
en çok ne kaldı aklında diye sorarsan
’sana uluorta bir şey sorduğumda
ve bana her ’evet’ deyişinde
ölürcesine bir şevkle ayağına basmak!’
ToprağınSesi
.
.
5.0
100% (15)