14
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
2728
Okunma

bir kere daha çağırdı sesim seni
oktavı düşük bir vakitti...
bir şehir daha yazdım dün
parmak uçlarında yürürken sahil
dolanıktı ayaklarım ellerim buz giyinik
üzerine afiyet üfledim kesirli cümlelerle
dudaklarımda işmara halvet bir titreklik
içkiden sanıyorlar
içimdeki işkilden halbuki
ki; ne zamandır tutuk dilim...
bir gürültüyü daha sobeledim dün, koşaradım
yalan!
sarhoş bir gramafon iğnesi gibi seni aradığım
yalancı bu şehir rüyaları
kalbini arar mı insan
adım gibi eminim o telvedeki sendin
artık içmiyeceğim diyorum, yeter
ama biliyorum günahı senin
son dublede ancak buluyorum k e n d i m i
bakıyorum ki; yine bıraktığım yerdesin!
zargana gülüşler doldur dudağına
diline gülerken ağlatan bir işkodra türküsü
katran karası zift gibi odakla irislerini
yüzen ada gibi dolansın gözlerin
ıslak vuruşlar biriktir kendine
mıhla gölgenin suskun yanına
kar bassın Pera’yı unutsun Şanzelize
Pravda yazsın ihaneti
ve oku tek başına yazdığın kaderi
ay ışığında tek başına yürünmez
derler ya hani;
ne kadar zengin olsan da zarara gülünmez!
kızdığıma bakma
seni ağırlamak hoş geliyor aslında
ağlamaklı susman dışında
soruyorlar neden içiyorsun
içimde pejmürde bir titreklik
boğazkesen feneri gibi göz kırpıyor elem
sallandıkça mum gibi ancak yetişiyorum
nefesimden kuş yapıyorum sana soğurdukça
hepsini unut şimdi boşver
sarhoş lakırdısı bunlar fazla ciddiye alma
ört iyice nazende gecelerin kapaklarını
siyahlar aldatıcıdır
sadece bunu unutma!
suskun bir çiganı söndürmek zor elbet
yangına koşan itfaiyeci bile
önce adresi bilmeli, değil mi
suyla sönmez mi ateş
gaybana düşlerse bahis
hem, kim inanır ki
içmiyorum desem
içimi söndürüyorum bilakis!..
ToprağınSesi
( aciz karalamalarımın can sesi, Nebiha MURADÎ hocama bir kez daha şükranlarımla)
.
5.0
100% (18)