0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
993
Okunma
akşamüstüne örtünmüş ritimsiz bir melodi
anımsatmalarla avutur muydu aşk değirmeninde eski/yeni
suskun ve yorgundu rüzgar
sislenen ruhuma çekilmiş öyküsel manzaradan
bir çift göz lekesi aktı dudaklarıma
hatalarımla
yılları mırıldanıyordu inzivalarıma
zamanın çökmüş duvarlarındaki ıssızlık
isyan/kârlıydı
perişan kıvrımlarında kesik hançereli nedamet
uyanmalıydı sır yüzünde
bir şairin yönet/seline kapılmış aşkın hatrına
tüm pazarlar hayatın sukûn yanıydı
karşılıklı aşklar gibi yüreklere işlenen
yıl dönenceli mutlu resimler çizerdi takvim yaprağı
ve her istasyonun kalabalık umuduna asılırdı hayaller
gizlerinin bahçesinde alımlarla büyümüştü narkız
acı sular içmişti kadınlığın efsunlu kuyusundan
ve ayrılığı tatmıştı otuzbeşi dolmadan
hüzünlere sardığı yalnızlık ise bana armağan
düşlerim yorumsuzdu
bilmiyordum rengini ellerimden akan kan kırmızının
yorgunluğu tabiiydi derin bakışlardaki mânânın
bir mevsimle yetinmez di aşk/
koştururdu peşinden olasılıkların
dünlerine haykırarak
sonbahardan sağ çıkan birkaç gazel
sarısıyla ayazları yırtıp
perişanlığı kaldırımlara satıp
yağmurlarıyla yıkadığı yıl gözlerini
ocakların aydınlığına indiriyordu
seni,bende bırakarak...