14
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1798
Okunma

yüzünün ortasında bomboş masalar
oturdum birine sormadan
kalk demedin…
ümitsizlik meydanı gibisin
kaldırım taşlarında
kol geziyor biçâre kalanlar
bin ayak bir ayak ağırlığınca titriyor
öyle büyük sabırsın
ki
rahat huzurum…
sessizlik sandalyesi yaslandığım
sırtım sakin
sırtım pek
sırtım korkusuz…
çizgilerin arasından süzülen
bıçkın yaşların
cesaretim oluyor
kalbimi ortasından söküp
yamarlarken ömrüne…
bunu kim yapıyor sormam
beni sana seni bana…
‘ikramım yok’ diye sızlıyor
titreyen mahzun bakışların
yoksulluğuna açlığımı banıp
doyuyorum üç vakitlerde…
yeterki sallanmasın
masanın ayağı
düşmeyeyim yüzünden…
kimsesizliğin
değmiyor umruma inan
çoğalmış
benimle olmuşken
hem izin vermez kıskançlığım…
aşk’ın sûretine
yakışanız
gülen pozlar yakalatıyorum
aklımın fotoğrafçısına…
sıkıysa vazgeç…
5.0
100% (23)