0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
821
Okunma

Kendi boşluğumda
Yok olur giderim guruptan daha kızıl
Düşer içimden yağmurlar
San baharlardan ayrı
Uçar göçmen kuşlar misali
Sıcak iklimlere aklımın çocukları
Ne halkalı şeker kalır ellerimde
Cemresi geç gelmiş toprağım kendime
Ulaşılmazdan sıratlar kurulur
Her geçişte düşerim ateşine nefsimin
Yandıkça soğutur bir umut bedenimi
Kor nedir ki içimdeki közlenmiş yaralara
Ses verirken sokaktaki diğer çocuklar
Hep körebe gözlerim duvarlarında
Viran kirli boyalar sürülür alnıma
Avuçlarım siler terli ateşini
Yinede koşarım panayır meydanına
Çocukça izler kocaman bedenimden sarkar
Büyümekten usanmışlıklar dizlerimi kanatır
Her defasında usanmam yinede içerim
Usanmam düşmekten geçerim yinede sırattan
Her gün batımında başım düşmeden yastığa
Kurduğum bilmem kırk küsur mahkemenin
Mübaşiri aklım
O söyler ben bozarım günün hesabını
Bozdukça alazlanır içimin közleri
Yandıkça üşüyen yanlarımı ısıtırım inatla
Eğlensin diye masallar uyarlarım aklımın çocuklarına
Ninniler söyler dilim
Uyuruz zamanın koynunda …
5.0
100% (2)