0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1181
Okunma
gördüm..
dokunmadan en ufak pürüzüne elinin
parmaklarınla tırnaklarının bitişişine
ve bileğinde elinin bitişine
şahit olmuş bir küçük örümcek gibi
damarların üzerinde gezereken
damarlarında adımı
kanında muhabbetimi
gördüm..
Bilmeden tattım..
Yeni çıkmanın heyecanıyla en kallavi kozadan
mor yeşil gri bir kelebeğin
mahçupluğundan bedeni kızarırken
omzuna saçların gibi konuşunu
saçlarının yüzümde bıraktığı dokunuşunu
maharetli ellerinden gelen meleğin
bir kızıl bal gibi
ikindisi gibi günün
haberi verilmiş
ama yanlışlıkla
tattım..
Kendimi işte
işte kendimi bıraktım..
kiremit kırmızısı kiremitlerden sıyrılıp
toprağa denize dereye kavuşmak için
delice çırpınan
yağmur gibi
suyla yeni tanışan kırlangıç
serçe güvercin gibi
göğünden..
martı gibi
en derinlerine aktım
o boş
o dolu
o boşluğumla dolu
göğüs çukuru
gönül çukuruna
avcısından kaçan
yılancasına ..
ve ağladım..
yavrusundan uzak sinek gibi
kanatsız kalışıma ağladım
ve tuvalet kağıdıyla temizledim gözlerimi
elimle aldım gönlümden
gönlünün teharetini
..
İstemediğin kadar bakardım
almasaydın gözlerimi
yolluğu için
bir evvel yolcusunun
erzağına katıp
seni ilk gördüğüm
ilk güldüğün yerdeki
zamanın buzuluna
bırakmasaydın
...