1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1342
Okunma

Denizin yamacında, gün bitimi..
Gecenin yanı başında,
Bir gurubun dem vaktidir zaman.
Çapari, mantarına ustaca bir özenle sarılmış.
Ellerimizde, taze balık ve deniz kokusu.
Kestane teninin ıslağında, emektar tekne,
Poyraza karşı demirlenmiş.
Bereketli istavritler, bir kaç kolyoz,
Henüz capcanlı, baş altlındaki suda.
Gün boyu sıcak esip bunaltan,
Rüzgârın soluğu ..
Yerini inceden ürperten,
Bir akşam yeline, terk etmiş..
Gün yanığı tenimizde.
Ayaklarımız basmış yalınayak,
Ardı ardına ıslak kumsala.
Akşamın keyf-i demidir şimdi
Bağ çubukları gün boyu,
Yolumuz gözlemiştir.
Engine açılmadan önce,
Dizdiğimiz yerde.
Önce onları yakmalı
Domatesi, taze ekmeği
İllaki yumruklanmış, iki baş mor soğanı
Eksik etmemeli , sacın yanından
Balıklar, narince ayıklanmalı.
Denizin suyunda, mavi tuzuyla.
Kor ateşte pişerken balıklar,
Bir tutam, deniz sevdasını da
Ekmeli, pare pare ve cömertçe
Gümüş renkli nimetin üstüne.
Lezzetin sırrı da işte tam burada..!
Sevdanın i demidir şimdi.
Güneşin kızıl cümbüşünden,
Beli belirsiz göz kırpan,
Aceleci yıldızlara ,
Kısacık bir göz atmalı.
Uzun bakışları ise
Birbirine bakan , gözlerimize saklamalı
Lezzet zamanıdır şimdi..!
Gün kavuşurken denize,
Deli mavi ve kızıl.
Mürefte ile Avşa arasında..
Uzanmalı el ele, ılık kumsala..
Yıldızların keyf-i demidir şimdi
Hiçbir şey demeden,
Sadece yürek diliyle..
Elimde tanıdık sıcaklığın,
Gönlümde, ömrümün sevdası..
Kayan aceleci yıldızın ardından,
Bir dilek tuttum:
“Allah ayırmasın,
Ne birbirimizden,
Ne de bu kumsaldan..!"
5.0
100% (1)