0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
4328
Okunma

Sahipsiz bıraktığın yalnızlık ilk defa konuştu bugün ,
Hemde gözlerimin içine bakarak.
Adını fısıldadı kulağıma oda özlemiş seni.
Ağzıma ne geldiyse saydım
’’seni düşünmeden bırakıp gideni sen özlüyorsun öyle mi.
Lanet olsun sana.’’
Dedim.
Oda çekip gitti sana geliyor galiba...
Sahip çık ona geceleri göz yaşını eksik etme
Konuş onunla beni dinlemeyi çok severdi
Sana da çabuk alışacaktır eminim.
Arada bir resimleri saç önüne
Çıkarsın içindeki mutluluk nefretini
Ayrıca unutma !
Çok çabuk hastalanır
Malum önümüz kara kış
Çetrefilli geçeceğe benziyor
Bir de kötü alışkanlığı var sigaraya başlatıyor
Ardı arkası kesilmiyor ,
arada içmeyi unutturuyor bir kaç soru sorarak.
Dumanından hayaller kuruyor
Hayal dünyası baya geniş...
Duydum ayrılmışsınız.
Umulmadık şeyler istemiş senden.
Sevinmedim desem yalan olur,
Yıllarca avuttum kendimi
Senden ele gitti ellerini ısıtmaya.
Gözlerimdeki cennet üşütüyormuş bedenini,
Onun cehenneminde ısınmaya gitti diye kandırmıştım kendimi.
Merak ettiğim şeyler var , içimde kuduran bir deniz misali
Söylesene benim annem gibi miydi annesi ?
Öğretti mi sana bilmediğin namaz surelerini.
Ayetleri.
Bir daha görüşmeyelim gibi doğaçlama bir replikle son vermiştin cümlelerine.
Adeta bir dağa kıyameti bekleme ,
kökünden sökülüp de savrul dercesine...
Ki öylede oldu aslında.
Önce ayaklarım ,
sonra dizlerim daha sonrada
bedenime hükmetti bu kanser denen
Ürkütücü hastalık.
Doymak bilmeyen uyuz bir kemirgen gibi tüketti
Solumdan başlayıp yayıldı bütün bedenime
Dur durak bilmedi içimdeki sen yangını
Onca yangından dirhem canı acımadan çıkan ben
Bıraktığın gayrı meşru yalnızlıkla uğraşmaktan
Vakit bulamadım gittikçe korlaşan yangını söndürmeye
İyi oldu aslında
Üzülmüyorum inan
Böyle daha bir hoşuma gidiyor geleceğini düşlemek.
Gelmeyeceğini de biliyorum ama umutlanıyor işte insan.
Sana gel diyorum diye neler işittim bir bilsen.
Ne gurur kaldı ne onur.
Hoş cahilliklerine veriyorum , ulan gidişini görselerdi yazmayı bırak konuşmayı unuturlardı...
Yine utanmadan çekinmeden sana gel diyebiliyorum.
Hadi kirpiklerini kaldırda cemreler yuvalarına dönsün.
Biri ağaran saçlarıma,
bir diğeri buz tutan parmaklarıma ,
sonuncusu da doğduğun yere yüreğimin tam ortasına düşsün...
Özledim inkar etmiyorum
Her halinle kabulümsün
Sen yeter ki gel.
İyi hatırlıyorum.
İlk gün dudaklarımdan geçmişin umurum da değil diye dökülmüştü sözcükler
Geleceğe dair hayaller var demiştik.
Geçmişi geçmişte bırakıp dönemedik bu günlere
gidişinle soldu menekşeler
begonyalar açmaz oldu.
Evin dört köşesindeki tarçın kokusunun yerini
iç karartan, yaşamaktan soğutan matem havası kapladı
Son günlerimi kağıt kalemle sayıyor doktorlar
ya bugün diyorlar yada yarın.
Gel de şaşırtalım şu doktorları
İmkansızı başaralım.
Benim yerim , senin yanın.
Senin sol tarafın benim kurtarıcım...
| Doğan Yücetaş
5.0
100% (2)