--sütten kesilmeye çalışılırken ülkemin bereket anaları…,

/ortalık toz duman,
görmüyor musun, kan renginde yağıyor yağmur
ağaçların köküne uğursuzluk düşmüş, kuruyor dallar/

“…gitme turnam vuracaklar…”
doğrusunu istersen, bugünlerde şiir yazmak gelmiyor içimden
efkarımı dağıtacak, memleket manzaralı bir pencere arıyorum.
uzak dağların ardından silah sesleri ve ölüm çığlıklarını değil
içinden turna kanadına emanet, sevda türküleri gibi akacağım
nehir boyları arıyorum.


/yürek iki dağ arası,
dağlar zalim, dağlar geçitsiz, dağlar ölüme tuzak
tetikte beklerken parmak, boşuna çekilmiyor bu kahır/

“…gitme aklım sende kalır…”
gidenlerin gidişlerinin ardından, el sallamak gelmiyor içimden
gelişlerinde bahar koksun giysileri, öylece koklamak istiyorum.
dualarıma yoldaş uykusuz gecelerin, karabasanlarından sonra
yollarında sabah ayazından da erken, yüreğimden açtıracağım
çiçekler sunmak istiyorum.


/göz gözü görmüyor,
gökyüzü siyah, denizler siyah, toprak simsiyah
bu bahar bilmem ki eyvah, tanrı düşürür mü cemreleri/

“…akşam oldu allı turnam dön geri…”
bak güneş battı batacak, ışıkları yakmak hiç gelmiyor içimden
ya ağıt dolarsa odaya aydınlık yerine, inan ki çok korkuyorum.
derdim onlar değil, aynaya ilişik umutlar gene göz kırpar bana
ama yarın sen geldiğinde, dünlerdeki beni bende bulamayacağım
işte bundan korkuyorum.


/yaşamda ya da ölümde,
var mıdır hiç doğru olan ya da hangileri yalan
işte böylesine kıyamete emsal bir tufan, bir deli korku/

“…ay karanlık bulamadım yolumu…”
söylemiştim ya sana, bugünlerde şiir yazmak gelmiyor içimden…

Cevat Çeştepe
memleket türküleriyle, memleket hallerinden…