3
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2428
Okunma
Beynimin ebeveyn banyosunda
nice günahlar yıkanıyor her tövbede içmeye
ve derlerdi ki
bu isyan neye...
ve öyle bir susardın ki bakmadan isyankar gözlerime
baksaydın ki en uysal hayaller yerlerde...
Ve her desibel gıcırtısı sıkılı dişlerimin
ölümü mıhlarken gizlerime
dörtnala kurşun sıkan bi piyano beynimde...
En tatlı yanı acının
zırdeli bir anarşi düşüncelerimde
ve en tuzsuz hali gözyaşının
hayata kayıtsız göz bebeklerimde...
batırmak isterken tırnaklarımı
her bir hücresine alınan her nefesin
her bir gülcesine dikenli nefretim insanlığa
şizofren bir gülüşün lekeli kelebeklerinde...
O kadar aptalca ki bu satırlar
yarı belimden kesilmiş
ve bu işe yaramaz karmaşık hayaller
leşi elimle serilmiş...
Sefilmiş...
Serpilmiş onca bulanca yeni umutlar
ağzı dişi paramparça bir sonla delirmiş...
delinmiş...
gelirmiş akla hayale olmadık zamanlar
ciğer kanatan anlar...
ancak deliren anlar...
Deli ozanlar çalar gider
bir ölüm marşıdır
aşık olunası...
Saçı yolunası...
Saçı olunası
Saçında kaybolunası kadın...
nasıl dizemde kaldın...
Nasıl baldın
nasıl aldın elimden kalemimi
kalbimde çevirdin en zalimane, en masum...
Eli mahkum...
Elimde kırılır bu son
ciğerimde kanayan şişelerce
gecelerce...
Hecelerce...
Kelimelerce bu sefil bakış
elimden kırbaçlanan bu kağıda...
Bu ağıda...
geçer bu çağı da
ve bu zırdeli
içer bu bardağı da...
Ölüm...
Sadece bir kaçış belki
gözlerinden...
Kaçmak ne güzel...
En uzaklara
en uyuşmuş parmak uçları
ve en sivri tırnak deler avuçları...
Seviyorum lan seni...
Bütün insanlığa olan nefretim
dize gelirken dudaklarında...
Hayır hayır...
Bütün dünyadan çok seviyorum seni...
En sarhoş bir adamın...
En yalan dizelerinde...