1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1948
Okunma
Yeni bir sayfa bu bembeyaz
ki elim değmeden kirlenmemişti kalemin karasıyla…
Kelimelerim sakar
bir çift göz bakar
yakar, anlık
Karanlık…
o nasıl bir karanlık
düşün ki saçlarının siyahı ışımamış gecenin ziftine
anlam kurban olmuş hecenin giriftine
her şarkı sana aşıkmış oysa ki…
terim yere karışmış
karış karışmış sana giden kilometreler
ve yolcular
acıya alışmış
yazılan her satır
her yeni gün sana doğarmış besbelli…
olur ya bir gün, eline dokunan eli
delideki teselli…
Zahiri pembe sudan bulutları kendine çalarmış
dizeden taşan anlamlar
ve keskin sesleri pamukla yumuşatırmış…
Anlam mı kaldı?
“tez canımı alasın” derdi o büyük ve ermiş koskoca adamlar
adımlar kendinden emin…
Adam mı kaldı?
Kimbilir nefesine deli kaçmış sarhoşlar
ayaklarına tepeden bakarmış…
farkında değil ki düşermiş onlarsız.
umusuz bir isyana yelken açanlar
kimbilir
döner de –bir sefer de olsa-
bir bakarmış…
Kimbilir fer mi kalmış zebanide…
cehennem ateşine kelepçeli
başkalarının günahına bekçi
kamaşmış gözleri…
Kimbilir
Geri geri nefes verdiği her bir kelime akar
soldan sağa
tırnakları kalemi tutan
eşkıyadan ziyade altıpatlar
yoldan dağa…
Kimbilir
sensizliğin dili sürçmüş de hapsolmuştur bu sessizliğe
kerhen akarmış kırmızı dereler
kanı donasıca geceler
kangrenli bir kalpte bitermiş…
Kimbilir o an gelir
kafa tutup tüm sanrılara
zaman durur…
o gelirmiş…
kimbilir…
o an gelir…
ben gidermiş…
öyle bir gidermiş ki arkasına bakmadan
sanırsın
şeytan kovalarmış…
belki dediğin-dediğim her şeye isyan edercesine keskin bir gidiş böylece kulalarımda yankılanakalakalmış…