21
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1221
Okunma

göreceğim
geriye dönüp baktığımda
boş ve anlamsız bir rüya
yarısı yanık
dizilmiş film şeridine
tutuklu saatin üstünde
minicik bir kadran
döner durur ömür boyunca
zemberek ne yana kurulduysa
kalacak elimde
katlanmışlığım
zamanın içinde zamanı
bu günü de yarına
kurban saymışlığım
kim işlemiş…
bu yüzün dantelasını kim..
eksik değil mi?
bir iki ilmek var olan
tam göbeğinde
koca bir delik yoktu doğuştan
eğdikçe
boynumu hırslarıma
nice
kelebekler uçuştu
nice
karıncalar geçti yolumdan
aval aval oturup
güneşin alnında
amaçsız umarsız
çoğu zaman kaygısız
ve hep birisine yanaşıp
yaşamışım yapışık
yıllar geçtikçe
ağaçlandı filizler
ve bütün dallar çıktı
dar köhne sokaklara
kol gezdi pembe umutlar
kurtların köpeklerin voltasında
karşına çıkan karanlıkta
sokak soysuzları
daima hedefine kilitli
işte… bu yüzden silinmedi
sırtımdaki diş izleri
yapraklar
başladığında damarlanmaya
çiçekler
direnir gübreye yüz tutmaya
illaki günahlı
her aşk çıkmazı sonunda
zehirli geceler
her daim kararsız sabahlara
kurtarılmış bölgede
yaşamakta ısrarlı
azınlıkta kalan etnik sevgiler
ümitsizlik
yok ettikçe hayalleri
ibaretim
sadece gövdeden
ve saklı içinde dinmeyen öfkem
varlıkla yokluk arasında
mekik dokuyan bir küre
ne kadar küçükse çapı
o kadar fazlaymış yararı
ödül
kürenin içini doldurabilene
şaire de demek düşer
‘’aşk olsun becerebilene’’
Blackless