6
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1360
Okunma
Defterimde bestelenmiş kan tozları
üflesem de yitmiyor kalıntıları beyanlarımdan
ve bu hançerin kilidi yalnız sizdeydi
sayfa kırk bir
defterimin arasında kurutulmuş düş taneleri
bir cenin rahminde yaprak yaprak açıyor
göğüne terini verebilmek için tam vaktinde
simsiyah bir kılıç gölgesi
sevda dalaşının karnında komada
sivri ve tedirgin bu kamerin zehri
keşke bu bahçede yeşermeseydi
sahtekar pırıltı bitkileri
o zaman olmazdı
gül ağacından yapma bastonların da dikeni
şimdi biz neye tutunacağız
bir gül vardı usta diye bildiğimiz
Sayfamda cerrahi jimnastikler
Zekatı verilmemiş bir ihtilal gibi
cinsiyetsiz bir ibadet gibi
istiyorsun benden günlerin diyetini
oysa daha ilk defterdi vahyolan
tanımıyorsun senz benim kıyametimi
çoktan karaya vurdum ben
apaçık sihir yaptım diye
bayağı bir aforozla atıldım o kara parçasından
İşte o yüzden sadece sana
Her hatırlama bir mucizedir diye
sayfa otuzdördüm
aynalar caddesinin en günahkar sürtüğüydün
ki hepimiz gururluyduk bu mevkiinden
yosmalıktan sürtüklüğe yükselmen
kısacık bir aşk öyküsünden ibaret değildi çünkü
akrebin zehri süt kalırdı yanında
ama aynı zamanda sadıktın bir yıldız gibi
bir yaprağın göbeğinde
sadece yalnızlığın ışığında beliren
bir sihir damlasıydın
ve herşeye rağmen
denizden yeni çıkmış
taze bir yaşam gibiydin
ürkek ve çılgın hallerinle
en güzel pencere senindi
hiç açılmayan...
sayfa Kasım
sen
o günün ilk mavisinde
gözlerinde el değmemiş bir tomurcuk
daha yağmamış ama
damlaları topluyorsun daha
bir başına
hesapsız
umurunda olmadan nereye yağacağının
ben seni görüyorum
buluttan çok güzel bir sancı örmüşsün
dallarında beyit beyit düş yaprakları
ondan mıdır bilmem
bir tek beni yıkıyorsun
bir tek beni yıkıyorsun
bir tek beni yıkıyorsunuz
sonra bir falcı kadın kiralıyorsun
oyuncak küresiyle birlikte
o kadın beni yapraklı bir kurbağaya çeviriyor
sen her seferinde
hem yapraklarımı koparıyorsun
hem de öpüyorsun yeni emekleyen vahamdan
ama sonra
sen ...
gidelim o sayfaya
hadi...
kırık sayfa
sen kafama bir tas okyanus dökünce
ayıldı hüzünlerim
ama kazımıştın bir kere gövdeme
"kadın erkeği seviyor"
"öldüresiye"
şimdi / şimdilerde
şimdiye en yakın civarlarda
sen zaten hep bu defterdin kopuk kopuk
ben ellerinde hep sayfasızdım
hep heceleyerek / heceledim seni
adam olmadı hiç bu cümle
hep bir hece defterin kıvrık tarafında
git ki
git ki
gölgen yine hep öyle koksun
öyle işte
en başta olduğu gibi
günahı bile bilmediğin zamanlardaki gibi
yine sayfa kırkbir
en günahkar bulut
en çok sevendir denizin yuttuklarını
dilimin altında hep bir dalga
hangi kıyıydı çarpacağı
ah bir unutsa...
Oktay Coşar
5.0
100% (15)