6
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1120
Okunma
İstemediğin rüya yanında bitermiş
Arsız renkler boy veriyor göz aynamda
Yapılır mı bu
Bir damla siyah için
Çok ağır bu tabut
Ne kadar acı çekmiş bu adam…
Haydi
Ava gidip avlanalım
Yer üstü saçmalarıyla
Başucu aynalarım
Vardiyalı gösteriyorlar umutlarımı
Gün doğumu – gün batımı
Şafak kendini düğümlerinden sökerken
Yalnız fena bağlamışlar bu sefer
Mutluluk korkusu olanlar
Paravanın ardında erdemli bir hüzün
Çok terbiyeli, görmüş geçirmiş
Ne zaman nerede nasıl ağlatacağını bilir
Suç, bu sancıları şımartıp övgüler düzenlerde
Çok fazla seçenek kalmıyor bize bu curcunada
Bu trajedilerimizle görücü usulü nikahlanmaktan başka
Özenle hazırladığımız beklentilerimizi
Yavaş yavaş umut kalıplarına döküyoruz
Derece karanlığa gelince sendeliyoruz
Kafi miktarda ağlıyoruz
Sonra bir vakit, kabarmasını bekliyoruz masallarımızın
Dilimin ağırlığı kadar külçe külçe kuram
Fanteziler müzesinde kımıldayamıyor hiçbir söylevim
Hiçbir konsept uzaklaştıramaz benden kasidelerimi
Her döküm bir dilemma, kıyısız cennetimde
Hayat bir adam asmaca oyunu nazarımda
Gücüm yetmiyorsa doğru sözcüğü çekmeye sözlüğümden
Darağacımın parçaları tamamlanıyor sırasıyla
Yoksa bir harfi eksik oldu mu duygularımın
Düzeni tutmuyor bir türlü yazgımın
Oktay Coşar
5.0
100% (19)