3
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1911
Okunma

gün her zaman ki erkenciliğinde
gözleri henüz aralanmış serin sabaha
açık saçık tenimde bakir denizin tuzu
teninde yer etmiş günün esmer gölgesi teninde tuz
boynunda çiçeklerin baygın kokusu
gözlerimde gözlerinden çalınmış gülümseyen bahar
çiçekler kainata dönerken yüzünü
bülbülün dilinde devrim türküsü
sımsıcak bir bardak çaya dem oluyor sevdam
şekeri yüreğimden
dokunmak gerek mirim, dokunmak gerek
taa yürekten
“dokunmak gerek dalından toprağa düşerken yeşil
dağlarının göğsünü yararken kapital makineler
dayayıp kulağını dağın böğrüne
duyduğun her iniltide
ılgıt ılgıt kanamak gerek
özgürce çağlayıp yatağında
taşırken zamanı kollarında/ yollarında
tutuklanan ve silindir avluda volta atan,
suyun tutsaklığına isyan ateşi yakmak gerek
ezmek gerek sermayeyi, ezmek gerek ağaları paşaları
bir böcekçesine ezmek
ve sonrasında gerekirse yanmak gerek”
isyan çiçekleri açan yürekli bir sevdayı
katık edip umursamaz yollara
sessiz bir limanın kıyılarından gelmek gerek
sevişmek gerek alı moru birbirine katarak
sonrasında ölmek gerek mirim
aşktan ölmek gerek...
Nevin Koçoğlu
5.0
100% (4)