Tarihe ışık tutan canlı, açık bir müze,
Her yanını kaplamış kültürün zengin nehri;
Bir gün bin yıla bedel, gördükçe geze geze,
Sen böyle bir sevdasın şehzadelerin şehri.

Boydan boya ilini bölerek geçen ırmak,
Sanki hiç istemiyor akıp denize varmak;
Ne kadar zor Amasya seni görüp yön kırmak,
Sen böyle bir sevdasın şehzadelerin şehri.

Avucuna yattığın doğal kale dağların,
Sanatını sergiler binlerce yıl çağların;
Duvaklı gelin gibi meşhur elma bağların,
Sen böyle bir sevdasın şehzadelerin şehri.

Ferhat’ın Şirin için yarıp geçtiği dağlar,
Bağrındaki yaraya hâlâ karalar bağlar,
Yeşilırmak o aşka gözyaşı olur ağlar,
Sen böyle bir sevdasın şehzadelerin şehri.

Nice uygarlıkların izi, bezi, atası,
Asırların silinmez bir dünya haritası,
İmparatorluğumun özetlenmiş kıtası,
Sen böyle bir sevdasın şehzadelerin şehri.

Ördün topraklarına asalet dokusunu,
Oturttun yüreğime Osmanlı sokusunu,
Her nefeste soludum aslımın kokusunu,
Sen böyle bir sevdasın şehzadelerin şehri.