Okuduğunuz
şiir
15.10.2011 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Ömürlük Sızı...
Ömürlük Sızı…
Zaman boynu bükük bir yetim gibi, melâli İşlemiyor gönlüme ne akrep ne yelkovan, Çoktan düştü boynumdan unutmanın vebali Kahır kahır çekiyor, nisyânda kaldı nisyân…
Hasret hangi bahçenin zakkumudur, kan kokar. Acı niye acıyı bicân kılıyor bende, Unuttum demek bile neden böyle can yakar. Bu nasıl bir ülfettir ruh esir kalır tende,
Dil’in sözsüz yandığı bir lügâttir geceler. Özlemek ömre düşen utangaç bir yaradır. Aklın her zerresine sabır yazan heceler. Vuslat nakşetse bile her noktası karadır.
Tükenen umudumdur aldığım her bir nefes, Geceleri tutuşur aynalarda sırlarım. İçimdeki çocuğu avutmuyor hiçbir ses, Bana yâr’dan yadigâr bahçıvan nasırlarım…
Kalbimdeki toprağa hoyrat eller dokunur. Kırarlar gülzarımda yeşeren filizleri. Bir sabah sâlasında benim adım okunur. Hasretle doldururlar kuruyan dehlizleri…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
güne yakışan bir şiir hikmet hakikat incileeriyle tezyin edilmiş kabiliyet motifleriyle işlenmiş uzun bir ayrılıktan sonra sizlerin mısralarınızla buluşmak hem hal olmak ne güzel tebrikler teşekkürler selamlar
Elbette derinliği olan bir şiir. Gerek ahengi, gerekse biçim örgüsüyle güne gelmeyi hakeden bir çalışma.
"Zaman boynu bükük bir yetim gibi, melâli İşlemiyor gönlüme ne akrep ne yelkovan, Çoktan düştü boynumdan unutmanın vebali Kahır kahır çekiyor, nisyânda kaldı nisyân?"
Unutmanın bile unutulması imgesi ne kadar ustaca. "Nisyanın nisyanda kalması" Ancak bir önceki dizede "unutmanın vebalinden" bahsedilmesi, aynı dörtlükte 3 adet "nisyan"ın varlığı tartışılabilir. Fakat bu durum şiirin akıcılığını hiçbir şekilde zedelemiyor.
"Dil'in sözsüz yandığı bir lügâttir geceler. Özlemek ömre düşen utangaç bir yaradır. Aklın her zerresine sabır yazan heceler. Vuslat nakşetse bile her noktası karadır. "
Bu dizeler bana Nurullah Genç'in "Yağmur" adlı muhteşem naatının bir bölümünü hatırlattı. Sanırım "yaradır" ve "karadır" kafiyeleri böyle bir aşinalık inkişaf ettirdi bende. Şöyle diyordu Nurullah Genç:
"Ayrılığın bağrımda büyüyen bir yaradır Seni hissetmeyen kalp, kapısız zindan olur Sensiz doğrular eğri; beyaz bile karadır Sesini duymayanlar girdabında boğulur Ana rahminde ölür sensizlikten bir cenin Şaşkınlığa açılır gözleri, görmeyenin"
Güne gelen şiirinizde de bu zenginliği gördüğümü söyleyebilirim.
"Kalbimdeki toprağa hoyrat eller dokunur. Kırarlar gülzarımda yeşeren filizleri. Bir sabah sâlasında benim adım okunur. Hasretle doldururlar kuruyan dehlizleri!"
Ölüm, hayatın finalidir. Bu final ne kadar etkileyici olursa, eser de o denli kalıcı olur. Bir sabah selasında adı okunan aşıkın geride bıraktığı dehlizleri dolduran hasret dolu gözyaşı o kadar uvidir ki, yerine daha iyi birşey konulamazdı. Final, tıpkı son yolculuğun etkileyiciliğiyle arz-ı endam ediyor. Ne güzel bir çalışmaydı, nerelere gidip geldik... Dedim ya, günü haketmişti. Bize de şairi tebrik etmekten başka ne kaldı ki! Eyvallah.
Bu çok değerli yorumunuz ve incelemeniz için çok teşekkür ederim Halil Üstadım. Nurullah Genç Hocam'ı tutkunluk derecesinde severim. Yazdıklarımın onun şiirlerine benzetilmesi, yada tarzımın ona benzemesi bana bir onur kaynağı olacaktır her zaman. Yazdığım her şiirde daha çok anlam'a önem vermeye çalışıyorum. Mutlaka kafiyede önemli bir araç, ancak benim için şiirin içinde barındırdığı anlam önem kazanıyor her zaman... Nice şiirlerde buluşmak dileğim ve dualarımla. Kaleminiz ve Kelâmınız daim olsun. Sevgi ve saygılarımla.
Bu çok değerli yorumunuz ve incelemeniz için çok teşekkür ederim Halil Üstadım. Nurullah Genç Hocam'ı tutkunluk derecesinde severim. Yazdıklarımın onun şiirlerine benzetilmesi, yada tarzımın ona benzemesi bana bir onur kaynağı olacaktır her zaman. Yazdığım her şiirde daha çok anlam'a önem vermeye çalışıyorum. Mutlaka kafiyede önemli bir araç, ancak benim için şiirin içinde barındırdığı anlam önem kazanıyor her zaman... Nice şiirlerde buluşmak dileğim ve dualarımla. Kaleminiz ve Kelâmınız daim olsun. Sevgi ve saygılarımla.
Basmakalıp olmayan yorumlar dikkate alınması gereken yorumlardır. Söylenen bir şeydeki doğruluk ya da yanlışlık söyleyenin onu yapıp yapmaması, sözüyle icraatı arasındaki denge ya da dengesizlikle değer kazanmaz. Doğruysa doğru, yanlışsa yanlıştır!
Bir şiirdeki tekrar edilmiş kelimeler ya da mısraların durumu ancak gerekli ve gereksiz olmaları ile değerlendirilebilir. Bazı şiirler vardır ki, o tekrarlar ( gerek vurgu gerek tasarım gerekse görsellik adına) az bile bulunabilir. Bazı şiirlerde ise ikinci tekrar bile fazla gelebilir. Elbette bu da göreceli olmakla birlikte bakıştaki şiirselliğe, anlamdaki derinliğe verilen önemin bir yansıması olarak her zihinde zaman zaman farklı değerlendirilmelere tabi tutulur. Bu da normaldir aslında. Çünkü her insan şiire aynı göz ve gözlükle bakmaz.
7+7 hece ölçüsüyle yazılan beş kıta bir şiir küçük bir şiir değildir. Uzun da değildir elbette. Bu şiirde çok da göze batmayan tekrarlar yerine alternatif kelimelerin tercih edilmesi bana göre dokusal anlamda bir bozukluğa neden olmaz, vurgu adına ise zayıflık meydana getirmezdi.
Ama, dil konusunda zaman zaman karşılaştığımız “ Arapça, Farsça “ ve onlarla haksızca aynı kategoride değerlendirilen “ Osmanlıca “ düşmanlığına ( tercih edilmesi değil, düşmanlığı! )kesinlikle katılmıyorum. Elbette kendi dilimize sâhip çıkmak, mümkün olduğunca Türkçe kelimeleri tercih etmek hepimizin vazifesi ve amacı olmalı ama Türk Şiirinin tarihsel sürecini; Cumhuriyet devrinin Divandan, Divanın Acem Edebiyatından nasıl etkilendiğini de unutmamamız gerekir. Belki de kullanılan kelimelerin ırkından ziyade dilimizde kullanılıp kullanılmadığı, özümsenip özümsenmediği ve daha da önemlisi doğru yerde, doğru biçimde ( cümle yapısını ve anlamı bozmadan ) kullanılıp kullanılmadığıyla daha çok ilgilenmeliyiz!
Dil tercihi bir şiirin iyi ya da kötü olacağını belirlemez elbette. Ama, iyi şiir hangi dilde yazılırsa yazılsın kendini belli eder kanaatimce.
Mısra tekniği ve kelime tercihleri bakımından farklı denemelerin yapılması şiirinize katkı sağlayabilirdi muhakkak ama sizin şiirinizde gereksiz bir özenti ya da yanlış bir kullanım görmedim.
Eyvallah!
Oflu tarafından 10/16/2011 4:55:29 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bu çok değerli yorumunuz ve bilgilendirici açıklamalarınız için çok teşekkür ederim üstâdım... Emin olun ki yazılan her eleştiri kendi adıma kırk defa okunup hatalarımı düzeltmeme neden oluyor ve olacaktır da... Kaleminiz ve kelâmınız daim olsun. Sevgi ve saygılarımla...
Bu çok değerli yorumunuz ve bilgilendirici açıklamalarınız için çok teşekkür ederim üstâdım... Emin olun ki yazılan her eleştiri kendi adıma kırk defa okunup hatalarımı düzeltmeme neden oluyor ve olacaktır da... Kaleminiz ve kelâmınız daim olsun. Sevgi ve saygılarımla...
"Hasret hangi bahçenin zakkumudur, kan kokar. Acı niye acıyı bicân kılıyor bende, Unuttum demek bile neden böyle can yakar. Bu nasıl bir ülfettir ruh esir kalır tende,"
Günün seçkisi olmasıyla geldiğim sayfada dört dörtlük bir şiir okumanın hazzını yaşadım. Tebrik ediyorum muhterem kalem sahibini. Adetim olduğu üzere, okuduğum şiirlerin altında bırakılan yorumları da harfiyyen okurum. Yorumlardan birinde osmanlıca kelimer kullanılarak iyi şiir yazılabileceği hatasından bahsedilmiş. Kelimeler bizim düşüncemizi şekillendiren unsurlardır. Düşünmek istemiyorsak, sürekli dilimiz üzerinde oynarız, oynayanlara izin veririz. İngilizlerin Şekspir'i asırlar boyun unutulmamışsa, lisanı koruma sayesindedir. Nerde bizim unutulmayanlarımız? GÜzel sözler diye sosyal paylaşım sitelerinde yayınlanan yazılara bakınız çoğu ya Mevlâna'dan ya da çağdaşlarından alınmıştır. Hani siz Osmanlıca dediğiniz dile karşıydınız? Oturduğu yerden ahkâm kesmeyi pek seven ilimden uzak ilim adamları sayesinde sokaklarımızda türkçe tabelalara hasret kaldık. Yaşayan Türkçe'yi yaşatmak, kalem erbabının işidir. Uydurukçaya ve çağımızın gereği diyerek yabancı dillere gösterilen hoşgörünün Osmanlıca kelimeler denilerek öz lisanımıza esirgenmesine anlam verebilmiş değilim. Lâfı fazla uzatmadan, tekrar haklı başarınızı kutluyor, devamını temennî ediyorum.. Selâmetle..
Dil hakkındaki eleştirilerinize katılmamam mümkün değil, dilimize yerleştirilen yabancı kelimeleri kullanırken çağdaş oluyoruz. Lakin telaffuzunda bile incelik olan bir dili kullandığımız, yada yazdığımız için yadırganıyoruz. Oysa o yadırgadıkları dil, benim atalarımdan bana miras kalan bir dil... Ben ve benim gibi şair ve yazar arkadaşlarımda bize kalan mirası yaşatmak için ne gerekiyorsa yapacağız elbette... Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim Üstadım. Kaleminiz ve kelâmınız daim olsun. Sevgilerimle.
Dil hakkındaki eleştirilerinize katılmamam mümkün değil, dilimize yerleştirilen yabancı kelimeleri kullanırken çağdaş oluyoruz. Lakin telaffuzunda bile incelik olan bir dili kullandığımız, yada yazdığımız için yadırganıyoruz. Oysa o yadırgadıkları dil, benim atalarımdan bana miras kalan bir dil... Ben ve benim gibi şair ve yazar arkadaşlarımda bize kalan mirası yaşatmak için ne gerekiyorsa yapacağız elbette... Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim Üstadım. Kaleminiz ve kelâmınız daim olsun. Sevgilerimle.
Haklısınız yanlış anlamışım :) Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Yazarak öğreneceğiz inşaAllah hata yapmamayı... Kaleminiz ve kelâmınız daim olsun efendim...
Aslında hatayı da görebilmek bir hünerdir. Lakin 600 yılın üstünde hüküm sürmüş bir lügât'e de hata demek için hatasız eserler yazabilecek kadar usta olunmalı. Değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. Sevgilerimle.
Haklısınız yanlış anlamışım :) Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Yazarak öğreneceğiz inşaAllah hata yapmamayı... Kaleminiz ve kelâmınız daim olsun efendim...
Aslında hatayı da görebilmek bir hünerdir. Lakin 600 yılın üstünde hüküm sürmüş bir lügât'e de hata demek için hatasız eserler yazabilecek kadar usta olunmalı. Değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. Sevgilerimle.
7+7 Hece ölçüsünde, çapraz kafiye örgüsü şeklinde dizayn edilmiş değerli eserinizi ve haklı başarınızı tüm kalbimle kutlarım.Gönül emeğiniz varolsun.Selam ve hürmetlerimle.
Harikulâde bir lirizmi var şiirin ve son dörtlük nefisti
sözcükleri son derece yerinde kullanmışsınız, eski addedilen... oysa başarılı kullanıldı mı tadına doyulmuyor anlamayan anlamasın, ama şiiri beğenmemezlik etmesin, ya da tarzı olmayan beğenmemezlik etmesin her yiğidin yoğurt yiyişi ayrı herkesin zevki ayrı
ben çok seviyorum yerli yerinde ve tadında oldu mu Osmanlıca kullanılabilir, onun yeri çok ayrı ve çok çok güzel, diyorum
Kalbimdeki toprağa hoyrat eller dokunur. Kırarlar gülzarımda yeşeren filizleri. Bir sabah sâlasında benim adım okunur. Hasretle doldururlar kuruyan dehlizleri…
mükemmel hece duygu seli dizeler tebrik ediyorum başarılarınız bitimsiz olsun selam saygımla.
bu kadar kısa bir şiirde üç kez "unutmak ya da aynı anlama gelen nisyanı "kullanmak şık olmamış bu bir dil'in ifadesinde niçin eki kelimeden kesme işaretiyle ayırdınız ancak karışabilecek sözcüklerde bu kuullanım vardır ekin ila ek'in de olduğu gibi bu iki yaygın tabiriyle şapka işaretiyle uçurum anlamına gelmediğini belirttiğiniz halde aynı yazım hatanı yar'dan kullanımında da var son değineceğim nokta Osmanlıca kelimeler kullanarak iyi şiir yazılır hatasına bir zamanlar ben de düşmüştüm bu bir hatadır derhal geri dönülmelidir dili iyi kullanamayanın şairliği eksiktir vesselam...
''Osmanlıca kelime kullanarak güzel şiir yazılır, Hatta çok güzel şiirler yazılır. Örnekleri de hem bu sitede, hemde edebiyat dünyasında üstâdların şiirlerinde mevcuttur. Değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. Sevgilerimle. ''
Özünde unutamamayı barındıran bir şiirde " unutmak yada nisyân" kelimesinin üç kere yazılmış olması zannımca azdır. Ek kullanımı hakkında da, haklısınız... Ancak sizin yazdığınız şiirlerde de aynı hataları gördüm.... Osmanlıca kelime kullanarak güzel şiir yazılır, Hatta çok güzel şiirler yazılır. Örnekleri de hem bu sitede, hemde edebiyat dünyasında üstâdların şiirlerinde mevcuttur. Değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. Sevgilerimle.
''Osmanlıca kelime kullanarak güzel şiir yazılır, Hatta çok güzel şiirler yazılır. Örnekleri de hem bu sitede, hemde edebiyat dünyasında üstâdların şiirlerinde mevcuttur. Değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. Sevgilerimle. ''
Özünde unutamamayı barındıran bir şiirde " unutmak yada nisyân" kelimesinin üç kere yazılmış olması zannımca azdır. Ek kullanımı hakkında da, haklısınız... Ancak sizin yazdığınız şiirlerde de aynı hataları gördüm.... Osmanlıca kelime kullanarak güzel şiir yazılır, Hatta çok güzel şiirler yazılır. Örnekleri de hem bu sitede, hemde edebiyat dünyasında üstâdların şiirlerinde mevcuttur. Değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. Sevgilerimle.
Dil’in sözsüz yandığı bir lügâttir geceler. Özlemek ömre düşen utangaç bir yaradır. Aklın her zerresine sabır yazan heceler. Vuslat nakşetse bile her noktası karadır.
Tükenen umudumdur aldığım her bir nefes, Geceleri tutuşur aynalarda sırlarım. İçimdeki çocuğu avutmuyor hiçbir ses, Bana yâr’dan yadigâr bahçıvan nasırlarım…
Kalbimdeki toprağa hoyrat eller dokunur. Kırarlar gülzarımda yeşeren filizleri. Bir sabah sâlasında benim adım okunur. Hasretle doldururlar kuruyan dehlizleri…
Güzel ve anlamlı bir şiirdi. Tebrik ediyorum. Saygı ve selamlarımla.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.