2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1392
Okunma
Doğanın tütsüsünde yağmurun kokusu
açık penceremden içeriye girmekte…
bilirim,
serseri bitkiler sevinçlidir şimdi
ve toprak
hasretini bir kez daha dindirmekte…
ya ihtiyatsız olan damlalar
nasılda yere her düşüşlerinde çarpmakta ve dağılmaktalar
tıpkı benim hayat duvarlarına çarpıp dağıldığım gibi
bilirim,
parçalara ayrılmayı, toparlanmanın zamanını nasıl çaldığını…
doğanın müziği çalmakta yine
şakır şakır yağmurun sesi
açık penceremden içeriye girmekte…
bilirim
kuşlar, böcekler şimdi dans etmektedir
ve bir yaprak
çiğ tanesinin verdiği onuru yaşamakta…
ya sel sularına kapılıp gidenler
bir de benim ağlayan yüreğim…
nasılda nereye gittiklerini bilmeden kendilerini akıntıya vermişler
tıpkı benim kontrolleri kaybettiğim yıllar gibi
bilirim
elinden bir şeyin gelmemesinin ve bilinmezliğe sürüklenmenin acısını
ah yağmurlar
bu gece ben mazide aldığım yaralarla baş başayım
ah yağmurlar
benim için kokun buram buram
bu gece yalnız benim için çalın
ahenk ahenk
bakarsınız yağmur çiçeği olmuşum
açmışım rengarenk.
( Dilek KARSLIOĞLU )