Okuduğunuz
şiir
21.9.2011 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Eylül Dostları
Solgun bir günün aksamında Yüreğime gömdüğüm anıları tek tek çıkarıyorum hafızamdan hüzün kokulu tozlu ezgiler, eşlik ediyor yüzümdeki çizgilere Dostlar çıkıyor içinden vefalı vefasız Ben alacağım kadar yaşadım, yitip giden düşlerimle .
Ve yine; Eylül hüzünlerinde demleniyorum. Bir daha, Can evim gazeller döküyor kimsesizliğimde.
Şimdi; Yüreğimi eriten bir hüzün yumağı Çileye aşina bir ömrün yazgısıyla, eylülün eşiğinden girdi girecek içeri. Koca bir maziyi adımlayarak
Ve o son veda’dan; Geriye dostları kalmalı insanın Musalladan kalkarken omuz vermeli Yanında olmalı kabre girerken Kıraç topraklara pınar olan, dost eller vermeli seni toprağa O dost eller ki; kadim olan, eylül dostları...
Mehmet Nalbant
Şiirimi günün şiirine layık gören değerli Seçki kurulu üyelerine şükranlarımı arzediyorum...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
çok hoş tasvirlerle bezenmiş derinliği olan akıcı,anlaşılır bir şiir okudum..Verilmek istenen mesaj şiirin bütününe ustaca yerleştirilmiş..tebrik ediyor,saygılarımı sunuyorum
Solgun bir günün aksamında Yüreğime gömdüğüm anıları tek tek çıkarıyorum hafızamdan hüzün kokulu tozlu ezgiler, eşlik ediyor yüzümdeki çizgilere Dostlar çıkıyor içinden vefalı vefasız Ben alacağım kadar yaşadım, yitip giden düşlerimle .
Ve yine; Eylül hüzünlerinde demleniyorum. Bir daha, Can evim gazeller döküyor kimsesizliğimde.
Şimdi; Yüreğimi eriten bir hüzün yumağı Çileye aşina bir ömrün yazgısıyla, eylülün eşiğinden girdi girecek içeri. Koca bir maziyi adımlayarak
Ve o son veda’dan; Geriye dostları kalmalı insanın Musalladan kalkarken omuz vermeli Yanında olmalı kabre girerken Kıraç topraklara pınar olan, dost eller vermeli seni toprağa O dost eller ki; kadim olan, eylül dostları...
Çağdaş şiir uslûbu ile dile gelmiş memleket, dostluk duygusu her dizede inkâr edilemez bir burukluğu en hüzün çerçeveli haliyle dile gelmiş.
Bir bütün olarak yapıt derinden duyuşu ve teferruatları bakımından dikkat çekecek nitelikte ustalıkla işlenmiş. En derinden vuran hislere kesafet vurgun yedirmiş.Dış değil tamamen ruhun öz profili yansıyor.
Etkilenmemek ne mümkün böylesi bir eser karşısında.İçimin acıyla titrediğini hissettim.
Her yönüyle mükemmel üstüydü.Gönülden tebrik ederim sayın hocam.
Sayın Mustafa Hocamada gönül dolusu teşekkürlerimi gönderiyorum yine etkili yorumuyla şiir le okuru arasında yüreğini katarak aracı olmuş.
"Ben alacağım kadar yaşadım, yitip giden düşlerimle"
değerli şair dostumuzdan manidar bir şiirdi okuduğum eylülü yaşayan biri olarak, her dizesinde aynı hislere kapıldım Mustafa kardeşim de yorumun hakkını vermiş.
Eylül Dostları’nından biri değilim Sayın NALBANT’ın.Şiire ad olan bu tümlemeyi peşinen reddediyorum.
Şiiriyle birlikte genelde okurlarını ve özelde de beni özgün bir sürüklenişle o ilenç vargıya götürürken dizelerinde hem ağırlıyor hem de hak etmediğim(iz) bir tanımlamaya girişiyor.
Büyük öykümüz olan yaşamın bu şiir öyküye düşürülen kesitlerine bakıyorum. Evet;hareketli geçişle sayfaya yansıyan fotoğraf karelerinin öznesi durumundaki Dost NALBANT’ı bütün eylemleriyle görüyorum.
Şiirin çıtasının gitgide yükseltilmesi ilgilendirmiyor beni. İçeriğe takılıyorum. Üst -okumalar yoluyla finale gelirken kendi sıkıntılarını deşifre ettiğinin görüyorum Şair’in.
Dönenceler içinde us’u en çok yoğunlaştıran güz’ün, çoğu şairi denetim altına alarak böyle şiirleri oluşturması için güdümlediğini bilmesem :
-Evet;baştan uca sıkıntısını taşıyor olmalı,güz’le birlikte geçmiş/şimdi koordinatları içindeki ömrü sorguluyor,diyeceğim
Hayır,sorun bu değil ! Alt-okumayla şiir düzleminin yoğunlaştığımda problematik bir yumağın çözüldüğünü düşünüyorum. Sosyal yaşamın labirentine yerleşen NALBANT, bir şekilde bağ kurduğu insanlar üzerinden ‘elemeye’ girişiyor ve kalan birkaç dostunu ‘son vedasında’ tanıklığa çağırıyor.
Oysa görünen büyük tabakanın-yaşamın- içinde göz ardı edilen çokça olguyu dikkate almaktan bile/isteye kaçınıyor.
‘Dik bakılamayan’ ölüm gerçeğine içimizdeki ‘zalimin’açma/açımlama vuruşması böyle midir?
Düşünülmesi bile başat bir sorunsal bu!
İmzasını şiirin altına koyan anlatıcı/kahramanın kişisel serüvenine olduğu kadar özyaşamöyküsüne ‘dostluk’ ana konusundan girerken ‘ölümü’ önceleyen bir saplantının içinde yer aldığımdan dolayı ‘’Eylül Dostları’ndan biri değilim’’ diyorum.
Okuduğumuz arayış öyküleri ve romanları ,‘zaman ve uzam’ yerlemeleri içinde gelişir .Benzer izlekli şiirlerde de- özellikle de hazan şiirlerinde- aynı ilerleyişi dikkate alır şairler.
Değerli NALBANT’ın bir anlatıcı kahraman olarak kendine ‘ herhangi bir eylüle’ koşullu takvimden ‘son yaprağı’ yırttırmayı özellikle istemesini ‘ivedilik ‘bir ‘teslimiyet’ olarak görmeyeceğiz de ne yapacağız peki?
Üstü şimdilik örtülü/kapalı tutulan o gerçeğin ,giz’in,bilinmeyenler panoramasının tanıklığını yapmaktan kaçmak ereğiyle ‘dostluk bağımı’ koparmak istiyorum.
Dostum, Dar ya da geniş ölçekli bu haritanın final sahnesini düşünmeksizin şiiri okuduğumu/dinlediğimi bilmenizi istiyorum . Dost arayışlarının arama zincirinde bir halka olarak ben’i bulamayışınızı ‘bu bağlamda’ değerlendiriniz lütfen. Şair’e yaklaşma ve Şair’den ıraklaşma eğrilerinin içinde elbette ki dostlar olacaktır. Ama içinizdeki zalimin ‘Eylül Dostları’nı tanımlarken, yazma ediminin ele avuca sığmaz boyuttaki yanılsamalarını bir kez daha gözden geçirmelisiniz .
‘Günün Şiiri’ seçilen EYLÜL DOSTLARI’na lirizmin notalarını dizerek sol anahtarını yerleştirip saydamlaştıran Dost NALBANT’ı ;harika yorumuyla şiiri seslendiren Dost Mustafa DOĞAN’ı kıvançla kutluyorum.
Eylül tükenmeden yazacağı bir başka şirinde ‘başka şeyler’ bekleyeceğimi umarak selamlıyorum Dost NALBANT’ı.
Bu mükemmel yoruma ekleyecek bir kelime bulamadım. Şiire ayrı bir anlat katan değerli kaleme saygılarımı sunuyorum. Bir şiir ancak bu kadar anlaşılır ve anlatılır. Şiir ve yorum uyumunu bir okuyucu olarak gönülden alkışlıyorum.
Necdet Hocam' ın bu emeğine sonsuz saygımla. Yazmasaydım üzülürdüm...Saygımla Hocam.
Değerli Üstadım, şiirin tanısını çok iyi çözen birikiminizle iftihar ediyorum. şiirler yorumlarla anlam ifade ediyor. her zaman söylerim NECDET ARSLAN hocamız edebiyat biliminin bize bir armağanıdır. saygılarımı arzediyorum. Her dem erdemle...
Bu mükemmel yoruma ekleyecek bir kelime bulamadım. Şiire ayrı bir anlat katan değerli kaleme saygılarımı sunuyorum. Bir şiir ancak bu kadar anlaşılır ve anlatılır. Şiir ve yorum uyumunu bir okuyucu olarak gönülden alkışlıyorum.
Necdet Hocam' ın bu emeğine sonsuz saygımla. Yazmasaydım üzülürdüm...Saygımla Hocam.
Değerli Üstadım, şiirin tanısını çok iyi çözen birikiminizle iftihar ediyorum. şiirler yorumlarla anlam ifade ediyor. her zaman söylerim NECDET ARSLAN hocamız edebiyat biliminin bize bir armağanıdır. saygılarımı arzediyorum. Her dem erdemle...
Ve o son veda’dan; Geriye dostları kalmalı insanın Musalladan kalkarken omuz vermeli Yanında olmalı kabre girerken Kıraç topraklara pınar olan, dost eller vermeli seni toprağa O dost eller ki; kadim olan, eylül dostları...
Tebrik ediyorum Eylül hüzünü kokan mükemmel dizelerinizi usta kaleminizi,duygularınıza sağlık ,içli yorumu ile dugulara ayrı duygu katan dost nefesi ayrıca tebrik ediyorum,başarılarınız bitimsiz olsun .selam saygımla.
Ve o son veda’dan; Geriye dostları kalmalı insanın Musalladan kalkarken omuz vermeli Yanında olmalı kabre girerken Kıraç topraklara pınar olan, dost eller vermeli seni toprağa O dost eller ki; kadim olan, eylül dostları...
güne yakışan bu şiirin şairini yürekten kutluyorum saygılarımla...
güne gelen güzelliği tekrar kutlarım MEHMET hocam ve emekleri için güzel yorumu için sevgili Mustafayı da ayrıca tebrik ederim.. sevgim ve her dem şiirle
merhaba ustam tebrikler kutlarım güne düşen şiirinizi mustafa beyin de sesine sağlık yüreğin yalnız kalmasın ustam dostlar arasında sımsıcak kasın düşlerin aşkla kalın
O ince çizgide yürüdüm sanki. Düşmeden yürümek için gayret ettim sanki. Elimi uzattığımda tutunmak için dostlarımın varlığını sezdim ve sevindim...Ne mutlu dedim gerçek dostu olanlara. Ne mutlu dostluğu kadim olanlara. Sessizliğin sesini duyabilen dostlara ne mutlu!...
Şiiri okurken, şiiri dinlerken bütün ustalıkları bir arada görmenin mutluluğunu yaşadım ben de. O duygu şölenine yüreğimi kattım gönülden dinleyerek. Görenlerden, duyanlardan olmayı diledim kendim ve dostlarım adına. Beklentisiz dostlukların mucizelerine inandım. Dünya yolu son bulduğuna dek o dostun varlığı ile zenginleştim..İşte satır aralarında dolaşırken ben bunları yaşadım. Şükürler olsun dostlarımız var.
Bu değerli şiiri okumak çok güzeldi. Gönlümden koca nehirler taştı dostluk adına. Bu değerli şiire ses olan sevgili Mustafa Doğan' a teşekkürler. Sevgili şair ağamın yüreğine sağlık. Okumak çok güzeldi. Dinlemek çok güzeldi. Zor günlerimize ışık olsun bu şiir.
Eylül, hüzün ayı, ağaçların yaparaklarını dökmeye başladığı ay, belki de insana ölümü çağrıştıran ay. Şairimize de çağrıştırmış, fırtınalarla geçip giden bir ömrü özetlemiş, hem de en güzel biçimde, en ahenkli seslerle süsleyerek.
Ölüm yaşayan için kaçınılmaz gerçektir üzülmemek gerekir, korkmamak. Yeter ki arkasında onu hayırla, sevgiyle, özlemle anacak dostları olsun. Şairimiz dostlarından istiyor kendi defnini de, eylül dostları, büyük ihtimalle kendi yaşıtları, aynı dönemin zorluklarına beraber göğüs gerdiği dostları. Hece şiirinde kendisini kanıtlamış birozanın sereserpe aktarılmış duygularını okuduk, dinledik şiirde. Belki ilklerden birisi olmasına rağmen çok da başarılıydı, emek vermişti, seslendirme için de emek verilmişti, emeğin değerini bulacağını umarak şair ağamıza saygı, selam ve tebriklerimi gönderiyorum.
çok tşkler Afet hanım, şiiri çok güzel analiz etmişsiniz. evet hece de fazla başarım yok ama bu tarzdan da keyif alıp yazmak arzusundayım. selam ve dua ile...
çok tşkler Afet hanım, şiiri çok güzel analiz etmişsiniz. evet hece de fazla başarım yok ama bu tarzdan da keyif alıp yazmak arzusundayım. selam ve dua ile...
İnsan ömrünün mevsimleri de yaşanmak zorundadır. Yalancı baharı, baharı andıran kışı ya da kavurucu sıcağın içinde bahardan kalma günleri........ İnişli çıkışlı mevsimleri yaşar dururz.... Ömrün eylülüdür her noktada kemale erilen dönem..... ne gençliğin hareketi ile özdeşleşen bahar, ne de orta yaşla özdeşleşen yaz..... ihtiyarlığa kapı açan kışa girmeden yaşanan eylül...... binlerce tonuyla göz alan renklerin sarıya dönüşmesi gibi yaşananların nihayetini önceden kestirebileceğimiz ömür demidir.... bu demde yaşananlar gerçeği yansıtacaktır elbet. Baharın hesapsızlığı, duyguların akla galabe çaldığı dönem ya da yazın kudreti kendinde bulan, herşeye gücü yetebilecek havasının geçildiği dönemin sonundadır eylül....... Bu demdir ki pişmanlıklarla hesaplaşma.... hataların görüldüğü ve kabullenildiği dem.... yüreğe gem vurma vaktidir eylül.... bu demdeki dosluklar ebedidir....bu demdeki yaşanılanlar akıl süzgecinden geçirilir ve bu demlerdir ki başka canlar için (evlat)yaşamanın gereğini anlar insan..... Yazan kalem hissederek yazmış Hecedeki ve taşlamadaki ustalığını bildiğim ağamın böylesine duygu yüklü ve bir bakıma hayat muhasebesi diyebileceğim şiirinden etkilenmemek mümkün değil..... Şiire ses olan can gardaşımın da emeğini unutmamak gerek iki güzelliği bir araya getiren dostlara tebrik az gelir bilirim.... selam ve dua ile........
Eylül ve hüznü ...ne çok iz bırakır yüreğimizde..bilirim ki sizin hece şiirlerinizdeki nasihatlar kendimden çok şeyler bulup istifade ettiğim nasihatlardı her dem..serbestedeki bu hüzün bu duygu akışı çok güzel işlenmiş şiire...
Solgun bir günün aksamında Yüreğime gömdüğüm anıları tek tek çıkarıyorum hafızamdan hüzün kokulu tozlu ezgiler, eşlik ediyor yüzümdeki çizgilere Dostlar çıkıyor içinden vefalı vefasız Ben alacağım kadar yaşadım, yitip giden düşlerimle .
anılar.. hüzün kokulu yitirdiğimiz anılar ne çok dokundu hüzünlü yanına mısraların...
Ve yine; Eylül hüzünlerinde demleniyorum. Bir daha, Can evim gazeller döküyor kimsesizliğimde.
dökülen gazellerin ümide hasret hüznü can evine dokunan yalnızlığı.. ne derin bir ifadeydi..
Şimdi; Yüreğimi eriten bir hüzün yumağı Çileye aşina bir ömrün yazgısıyla, eylülün eşiğinden girdi girecek içeri. Koca bir maziyi adımlayarak
maziyi adımlamak o denli kolay olmasa gerek...ki her satırında hüznün girdabı dokunuyor yüreğime...
Ve o son veda’dan; Geriye dostları kalmalı insanın Musalladan kalkarken omuz vermeli Yanında olmalı kabre girerken Kıraç topraklara pınar olan, dost eller vermeli seni toprağa O dost eller ki; kadim olan, eylül dostları...
ve.. son veda... hani necip fazılın dediği gibi...
SON GÜN OLMASI DOSTUM ÇELENGİM TOP ARABAM ALIP BENİ GÖTÜRSÜN TAM DÖRT İNANMIŞ ADAM...
işte böyle dostların varlığı hüzne serinlik katıyor.. ve yetiyor şirin eylül kokulu yanına..
***kutlarım Mehmet hocam yürek sesinizden dökülen eylül nağmelerini .. tabİ ki seslendirmeye gelince ..şiirin ruhuna öyle oturmuş ki dinlerken yaşatıyor şiiri..fon alıp sürüklüyor bir yerlere.. kutlarım yürek sesinizi ve Mustafa'nın anlam katan güzel yorumunu .. her dem şiirle***
Öncelikle bu güzel şiirde ses olamak benim içinde büyük bir zevkti
Sevgili Mehmet Nalabant hocamın hece şiirlerini özelikle taşlama şiirnde başarısı inkar edilemez. Her şey senden yana , cemresiz bahar gibi , dilimize ve beleklerimize yerleşmiş serbest vezinli şiirleride çok başarılı bir biçimde şiir hazinesinden bizlere sunması bir şiirsever olarak çok mutlu olmuşumdur.
Aslında nalbat şiiri seslendirmek biraz bu kadar güzel şiir seslendirmeleri yapan bir usatnın şiirnine dokunmak .. biraz cesaret işiydi cüretimiz affola..
Solgun bir günün aksamında Yüreğime gömdüğüm anıları tek tek çıkarıyorum hafızamdan hüzün kokulu tozlu ezgiler, eşlik ediyor yüzümdeki çizgilere Dostlar çıkıyor içinden vefalı vefasız Ben alacağım kadar yaşadım, yitip giden düşlerimle
Hepimiz zaman zaman yaşarız bu anları ama aktarmak ve karşıya hiisetirmek biraz ustalık ister daha giriş bölümünde sarıyor efkar ama demli bir efkar şiir girişinden kumaşınıda belli ediyor.. hazansa savrulan gazel gibi etkiliyor okuyucuyu
Şimdi; Yüreğimi eriten bir hüzün yumağı Çileye aşina bir ömrün yazgısıyla, eylülün eşiğinden girdi girecek içeri. Koca bir maziyi adımlayarak
Hepimiz aynı yaştayız usta ve o tekerlek kimin üstünden geçer bilinmez Bir daha sarsıyor şiir derinleşiyor tefekkür koca bir mazi düşüyor gözlerimin ününden Niyazi mısrinin deği gibi Günde bir taşı bina-yı ömrümün düştü yere Can atar gafil, binası oldu viran bîhaber
Dil bekası, hak fenası istedi mülk ü tenim Bir devasız derde düştüm, âh ki lokman bîhaber
Bir ticaret yapamadım, nakd-i ömrüm oldu heba Yola geldim lakin göçmüş cümle kervan bîhaber
Ağlayıp nâlân edip düştüm yola tenhâ garip Dîde giryân, sine biryân, akıl hayrân bîhaber
neden derim hep neden bazı şeyleri hep varken değerini bilmeyiz de elimizden gidince bizdeki değerini anlarız yasaksız dokunuruz ah ile vahlara kaç anı boynu bükük kalır dilin ucundan düşmemiş kaç anı yoruyor beni bu şiir ve yine vuruyor kaçıncı kez
ve final... işin ehli ki son final bölümünde öyle bir halden hale sokuyorki okuyucuyu şiir düşündürüyor ve yakıyıor .. işte bu dedim okurken ve seslendiriken hücrelerimi salladı bu bölüm ...
o son veda ...
inna lillahi ve inna ileyhi raciun ayeti çarpıyor suratıma ne ektitysen onu biçersin diyor. Dost dost diyor .....beni siz karın topraga ...... inliyor mısralarda bir ben
Ve o son veda’dan; Geriye dostları kalmalı insanın Musalladan kalkarken omuz vermeli Yanında olmalı kabre girerken Kıraç topraklara pınar olan, dost eller vermeli seni toprağa O dost eller ki; kadim olan, eylül dostları...
Sözün sesin yüregindeki güzelikler baki olsun . kıymetli abim kıymetli bir paylaşımdı Ben büyük bir hazla okuyup begnedim Sağlık sıhat ve afiyet diliyorum herdem saygıyla kal ...
off ne yazayım bilmiyorum..çok şey yazabilirim zannediyordum ama.kelimeler kifayetsiz kaldı. ne yazarsam yazayım..gerçekten eylül dostları olmalı insanın... tüm dostların eylül dostu değerinde olması dileklerimle.... tekrar okuyacağim geniş zamanlarda.... tebrikler bırakıyorum... selamlar..
Ve o son veda’dan; Geriye dostları kalmalı insanın Musalladan kalkarken omuz vermeli Yanında olmalı kabre girerken Kıraç topraklara pınar olan, dost eller vermeli seni toprağa O dost eller ki; kadim olan, eylül dostları...
Tebrik ediyorum. Çok güzel bir şiirdi. Saygı ve selamlarımla.
Ve o son veda’dan; Geriye dostları kalmalı insanın Musalladan kalkarken omuz vermeli Yanında olmalı kabre girerken Kıraç topraklara pınar olan, dost eller vermeli seni toprağa O dost eller ki; kadim olan, eylül dostları...
Haklisiniz , insanin ne dugunu yalniz olur ne de cenazesi . Dostluk gercek dostluk hazana kisa dogru yol alan kamburu one dusendir . Kutladim yureginizi ,kaleminizi , guzel siirinizi ve de Mustafa bey'in yorumunu . Selam ve saygimla.
Ve o son veda’dan; Geriye dostları kalmalı insanın Musalladan kalkarken omuz vermeli Yanında olmalı kabre girerken Kıraç topraklara pınar olan, dost eller vermeli seni toprağa O dost eller ki; kadim olan, eylül dostları
GENELLİKLE EYLÜL AYI HÜZÜN VERİR. VE GÜZ GÜLLERİ AÇMADAN SOLAR. GÜLLER HİÇ BAHAR YAŞAMAZ.GÜZEL VE ANLAMLI ŞİİR OKUDUM.YÜREĞİN DERT GÖRMESİN.M. DOĞAN KARDEŞİMİZİN YORUMUDA SÜPER OLMUŞ HER İKİ YÜREĞİ YÜREKTEN KUTLARIM.TEBRİKLER.SELAM VE SAYGIMLA...
Tülay Aslan tarafından 9/21/2011 12:14:27 AM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.