2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1062
Okunma
Aylar pay edilseydi eğer
İlk başta düşerdim peşine…
İnsan EYLÜL’ü neden tutkuyla sever?
Üstelik bir toplum yanmışken ateşine
Sorun söylesin bu esintiler…
Her biri sokulup yanı başıma
ömrümün bütün Eylül’lerini taşırken
Her dönemden, her yaştan
Cahit Sıtkı misali, söylesem getirir mi?
Yaşamak için o sevdayı yeni baştan
Sevdamız başka bir dünyaya dair
Özlemler, umutlar, beklentiler
Tanımasalar da pek şimdikiler
Hala yirmili yaşlarımız gibi taze
Uğruna ölünecek kadar güzel…
Bir EYLÜL akşamında gidenler ve biz
Dökülsün ortaya kaldığı yerden
İnsanlık düşlerimiz:
Sınıfsız, savaşsız, sömürüsüz bir düzen
Kutsanırken bir daha en yüce değer emeğimiz
Ay düşse soframıza
Bir de bütün yıldızları isterim eksiksiz
Ne ki kaç EYLÜL geçmiş aradan
O günlerde doğanlar tam otuz bir yaşında
Birisi benim oğlum
Hepsi türlü kıskaçta, yaşam telaşında
Şimdi bambaşka bir toplum ortaçağ kapanında
Gittikçe yoksullaşan, bu sömürü çarkında
Tepkisizlik, duyarsızlık gericilik yanında
Aydını başka bir aydın, çoğu ihanet batağında
Bizler mi? geçerken sonsuz acılardan
Eksildik bu kavgada her birimiz bir yandan
Acılar, hüzünler, yürekler cam kırığı
Şu var ki yaralar var kabuk bağlamaz
Nice EYLÜL’ler daha geçse de aradan
Tıpkı şairin dediği gibi: ()
“Yara benden
Ok senden yara benden
Ne sende ok tükenir
Ne acı yara benden”
Ne olur beni bağışlasın
Bütün şairler, ozanlarımız
Yine tazelendi yürek yarası ()
Yara dediğim dinmeyen kalp sızımız
Derinde hesabı sorulmayan EYLÜL yarası
Hatırlamak için yalnızca bir iç çekiş
Anımsanan o günler
Aklımı başımdan alır
O Anılar, O Yıllar… ()
Dedim ya sebebim bu esintiler!..
(*) Yılmaz Odabaşı – ( O Analar, O Anılar, O Yıllar)
() Pir Sultan Abdal – (Derdim Çoktur Hangisine Yanayım)
Münevver Özgenç
5.0
100% (2)