0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
659
Okunma
bir el (?) var bizden uzak, ama bizimle,
bir el ki (belki) evrenin asıl sırrı. onu
hissedemedi o altın tilki (hayatı pür hile)
kürkçüye gönderilmeden önce. ne de korlu
bir öpüşmenin meyvesi (öpüş denli tatlı)
ve galaksiler vatandaşlığına (şimdiden)
aday o çocuk ki (aklı bizden çok yaşlı),
mavi bir uyanışın mahmurluğunda hâlâ.
o el ki buram buram inen rahmette (yağmur
da deniliyor), nefesinde doyumsuz toprağın
(baharda kışkırtıcı çığlıklar atan) sık sık
yaptığı doğumlarla (guinness kitabına göre)
mutlu kılan hepimizi. müminin içtenliğini
hep arş-ı âlâya (tanrı katına yani) ulaştıran
tansıksı ayet köprüsünün gizeminde o (ben
inanmasam bile). bir zamanlar (gününü
unuttum artık) sana “seviyorum, hem de
çok seviyorum” dedirten de o (bak buna
inanmıştım), yıldız adlarını ezberleten de,
beklerken gelmelerini senin. bir ülkü adına
hücrede bilenenlere umut (her ne demekse),
asılanlara güzellik, yaşayanlara aldanış
(dünyada en zevkli şey) hep ondan gelir.
o gösterir (gösterecekse) doğru ile güzeli.
ama bugüne değin hiç sormadım o nedir.
aslında gören var mı, bilen var mı o eli?