İçten içe seni sarsın hasretim.
Zikrimi diline diz de öyle gel.
Gidişine izin vermez hasletim.
Firak bağlarını çöz de öyle gel.

Bıçak sırtı gibi sınırlar ince.
Her dem mutluluğa var mı güvence?
Cicim aylarımız bir gün bitince.
Ayrılamam senden söz, de öyle gel.

Hüsnüniyet besle eyleme zarar.
Dil yarası açma ol biraz kibar.
Nefismiş, benlikmiş etme itibar.
Çiğne gururunu ez de öyle gel.
,
Büyük bir ders olsun sana bu cüda.
Kurumaya dönsün çölünde vaha.
Metanetin varsa bekle az daha.
Ayrılıktan usan, bez de öyle gel.

Dudakların gonca inceyse belin.
Rüzgârlara bırak savrulsun telin.
Nur yüzlü anama olursan gelin.
Çarşı pazar dolaş gez de öyle gel.

Olmasın farkımız, etle tırnaktan.
Zevk suyu içelim, aşkla ırmaktan.
Öptürmem demiştin, ballı dudaktan.
Ettiğin yemini, boz da öyle gel.

Uzayan yolları, önüme serme.
Hazırsan açılsın, ikinci perde.
Yaralı kalbimi, düşürme derde.
Mavi damarıma, sız da öyle gel.

Kaderde ne varsa, karşı gelinmez.
Bu aşk, nerde nasıl biter bilinmez.
Söz uçar gider de yazı silinmez.
Şartlarında ne var? Yaz da öyle gel.

Gözümde hayalin, büyüdü gitmez.
Sevmişse yüreğim, asla pes etmez.
Aşkı yaşamaya, ömrümüz yetmez.
İkimize bir sin, kaz da öyle gel.



Süleyman Göktekin